Diyabetik makuler ödem (DMÖ) ile takip edilen hastalarda seröz makula dekolmanı (SMD) sıklığını ve epidemiyolojisini araştırmak. Ge reç ve Yön tem: Kliniğimiz retina biriminde takip edilen 104 DMÖ'lü hastanın 143 gözü retrospektif olarak incelendi. Optik koherens tomografiye (OKT) göre SMD ve DMÖ bulunan hastalar grup 1, yalnızca DMÖ tanısı alan hastalar grup 2 olarak incelendi. Hastalar demografik özellikleri, yaş ortalamalarına, diabetes mellitus (DM) sürelerine, hipertansiyon (HT) öyküsü varlığına, en iyi görme keskinliklerine ve diyabetik retinopatinin evrelerine göre değerlendirildi.
ÖzetAmaç: Otolog fasya lata veya silikon çubuk ile yapılan frontal askı cerrahisinin sonuçlarını değerlendirmek. Yöntemler: Göz kapağında düşüklük yakınması ile başvuran, levator kas fonksiyonunun 5 mm ve daha düşük kaydedildiği olgularda, uygulanan frontal askı cerrahisinin sonuçları ve komplikasyonları retrospektif olarak değerlendirildi. Tek taraflı opere edilen olgularda, kapak aralığında opere edilen taraf ile diğer taraf arasındaki farkın 1 mm'den az olması başarılı, 1-2 mm arasında olması tatminkar, 2 mm'den fazla olması başarısız sonuç olarak değerlendirildi. İki taraflı olgularda üst kapağın, korneayı 3 mm'den daha az örtmesi başarılı, optik aksı kapatmayacak şekilde 3 mm'den fazla örtmesi tatminkar, optik aksı örtmesi ise başarısızlık olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya 14 hastanın 17 gözü alındı. Frontal askı cerrahisi materyeli olarak sekiz göze otojen fasya lata, dokuz göze silikon çubuk kullanıldı. Cerrahi girişimler sonrasında yapılan değerlendirmede cerrahi sonuç dokuz gözde başarılı, dört gözde tatminkar, dört gözde ise yetersiz olarak kaydedildi. Postoperatif yetersiz düzeltmenin olduğu dört gözde, ilk 10 gün içinde revizyon yapıldı. Beş gözde punktat keratopati, bir gözde lagoftalmi, bir gözde kapak temporalinde hafif düşüklük, bir gözde üst göz kapağında belirgin ödem komplikasyon olarak kaydedildi, otojen fasta lata uygulanan bir olguda bacaktaki yara yerinde anlamlı ağrı ve diğer bir olguda ise bacakta resütürasyona gerek duyulan yara yeri ayrışması görüldü. Abs tractAim: To evaluate the results of frontal suspension surgery with autologous fascia lata or silicon rod. Methods:We retrospectively evaluated the results and the complications of frontalis suspension surgery performed in patients with levator muscle function ≤5 mm, who presented with the complaint of ptosis. In patients operated unilaterally, the success of the surgery was graded according the difference between eyelid heights: a difference of <1 mm was considered successful, 1-2 mm -satisfactory, and a difference of >2 mm was accepted as unsuccessful. In those who were operated bilaterally, the success of the surgery was graded according the upper eyelid level: an eyelid level 0-3 mm below the limbus was recorded as successful, >3 mm below the limbus with an open optic axis -satisfactory, and occluded axis was considered unsuccessful.Results: Seventeen eyes of 14 patients enrolled in the study. Silicon rod was used in 9 eyes and autogenous fascia lata was used in 8 eyes. Surgical outcome was recorded as successful in 9 eyes, as satisfactory in 4 eyes and as unsuccessful in 4 eyes. In eyes with unsuccessful outcome, revision surgery was performed within 10 days after surgery. Punctate keratopathy (5 eyes), lagophthalmos (1 eye), mild undercorrection in the temporal side of the eyelid (1 eye) and severe upper eyelid edema (1 eye) were recorded as complications. One patient who was operated with autologous fascia lata complained of leg pain in donor site and, in one patient, incision dehiscence needed to be repaired. Conclusi...
Amaç:Oküler hipertansiyon ve erken evre glokomlu hastalarda optik sinir başı (OSB) ve retinal sinir lifi tabakasındaki (RSLT) yapısal değişiklikleri değerlendirmek ve spektral domain-optik koherens tomografi (SD-OKT) Copernicus'un (Optopol Technology S.A.) ayırıcı tanıdaki diagnostik performansını araştırmak. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 29'u oküler hipertansiyonlu (Grup 1), 30'u erken evre glokomlu (Grup 2) toplam 59 hastanın 59 gözü dahil edildi. Erken evre glokom-oküler hipertansiyon ayrımı standart akromatik görme alanı bulgularına göre yapıldı. Tüm olguların OSB ve RSLT analizlerinde SD-OKT kullanıldı. Grup 1 ve Grup 2, RSLT kalınlıkları ve OSB topografik parametreleri açısından karşılaştırıldı. OKT parametrelerinin tanısal duyarlılıkları, "Receiver Operating Characteristics" (ROC) analizi ve ROC eğrisi altında kalan alan miktarı (Area Under Curve (AUC)) ile değerlendirildi. Bulgular: Erken evre glokomlu gözlerde, ortalama, superior, inferior ve nazal kadran RSLT kalınlığı oküler hipertansiyonlu gözlere oranla yaklaşık %10 (12-14 µm) oranında daha azdı ve aradaki fark istatistiksel olarak ileri derecede anlamlıydı (p≤0,001). Temporal kadran RSLT kalınlıkları arasında ise anlamlı fark saptanmadı. Glokomun erken tanısında en duyarlı parametrenin ortalama RSLT kalınlığı (AUC: 0,852) olduğu, bunu sırasıyla superior (AUC: 0,816) ve inferior (AUC: 0,773) kadran RSLT kalınlıklarının takip ettiği görüldü. Lokalize RSLT defektlerinde ise en yüksek duyarlılık superior (AUC: 0,805) ve superonazal (AUC: 0,781) kadranlara aitti. İki grubun OSB topografik parametreleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı fark görülmedi. Sonuç: SD-OKT Copernicus ile yapılan RSLT analizi, erken evre glokomlu gözleri oküler hipertansiyonlu gözlerden ayırt edebilmektedir. OSB parametreleri ise aynı duyarlılığa sahip görünmemektedir. Turk J Ophthalmol 2014; 44: 35-41) Anahtar Kelimeler: Spektral-domain optik koherens tomografi, oküler hipertansiyon, erken evre glokom Objectives: Evaluation of structural alterations of the optic nerve head (ONH) and the retinal nerve fiber layer (RNFL) in patients with ocular hypertension (OHT) and early-stage glaucoma and assessment of the discriminatory diagnostic performance of spectral-domain optical coherence tomography (SD-OCT) Copernicus (Optopol Technology S.A.). Materials and Methods:This study included 59 eyes of a total of 59 patients, 29 of whom were diagnosed with OHT (Group 1) and 30 with early-stage glaucoma (Group 2). The differentiation of early-stage glaucoma and OHT was carried out on the basis of standard achromatic visual field test results. Analysis of the ONH and RNFL thickness of all cases was made using SD-OCT. Group 1 and Group 2 were compared with respect to the ONH parameters and RNFL thickness. The diagnostic sensitivity of the OCT parameters was evaluated by the area under the receiver operating characteristics curves (AUC). Results: The average, superior, inferior, and nasal RNFL thicknesses in early-stage glaucoma cases were approximately 10% (12-14 µm) less compared to the O...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.