Bu araştırmanın amacı, Pozitif Psikoloji eğitiminin PERMA modeline göre üniversite öğrencilerinin iyi oluşu üzerine olan etkisini incelemektir. Araştırmada, öntest-sontest kontrol grubu olmayan yarı-deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi Üsküdar Üniversitesi’nde öğrenim gören ve araştırmaya katılmayı kabul eden 1209 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak PERMA Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada, öğrencilerin PERMA skorlarının ön-ölçüm ve son-ölçümünün karşılaştırılması için Eşleşmiş Örneklem t Testi uygulanmıştır. Ayrıca, cinsiyete göre PERMA alt boyut ve toplam skorlarının karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem t testi yapılmıştır. Analizler, verilerin normallik ölçütünü sağlayan çarpıklık ve basıklık değerleri kontrol edildikten sonra SPSS 25.0 üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre bir dönem boyunca (14 hafta) alınan Pozitif Psikoloji dersi PERMA modeliyle anlamlı ilişkili bulunmuştur. Çalışma üniversite öğrencilerinin hayatlarını iyileştirmek amaçlı, pozitif psikoloji odaklı uygulamanın deneysel bir araştırma ile değerlendirilmesi bakımından önem taşımaktadır.
Her bilim dalında olduğu gibi psikoloji de yıldan yıla gelişim göstermiş ve yeni kuramların ortaya çıkmasıyla kullanılan terapötik yöntemler derinlik kazanmıştır. Önceleri sadece aynı ortamda ve yüz yüze gerçekleşen psikoterapiler, günümüzde online platformlarda oldukça sık kullanılmaktadır. Çevrimiçi psikoterapi olarak ifade edilen bu yöntem, hem psikolog hem de danışan için yüz yüze psikoterapilere kıyasla sağladığı birçok avantaj bakımından öne çıkmaktadır. Bu durumun aynı zamanda terapinin sürekliliğine de katkı sağladığı bilinmektedir. Günümüzde olan ve gelecekte var olabilecek teknolojilerin psikoterapi alanına nasıl yansıdığını öngörmeye ve sürecin etik ilkelere uygun olup olmadığını teorik açıdan inceleyen bu çalışma, internet tabanlı teknoloji, giyilebilir teknoloji ve yapay zekayı baz alarak gerçekleştirilmiştir. Literatür incelendiğinde çalışmalar geleneksel uygulamaların hakimiyetini sürdürmesi beraberinde, internet tabanlı ve giyilebilir teknolojilerin psikoterapi alanına etkisinin yüksek olduğu görülmüştür. Derin öğrenmeye sahip bir yapay zekâ var olmasa da oluşturulan insansı robotlar duygularımızı ve tercihlerimizi harekete geçirecek gibi görünmektedir. Araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre çevrimiçi ortamda yapılan psikoterapiler etik bir risk barındırmamakla birlikte yetersiz kalabilmektedir. Diğer taraftan çevrimiçi psikoterapilerin, terapiye ulaşımın zor olduğu durumlarda ve bazı kişiler için olumlu algılanması sebebiyle kullanılabilirliği yüksek görünmektedir. Teknolojinin yeni dalları olan giyilebilir teknolojilerin de psikoterapiye faydalı şekilde entegre edilebileceği çalışmalarla gösterilmiştir. Her durumda etik kurallar çerçevesinde risklerin hesaplanması, terapist ve danışan ilişkisinin koruması psikoterapinin ilkeleri bakımından yararlı olacaktır.
Bir çocuğun doğumu tüm aile sistemi içindeki bireyler için dönüm noktası olmakla birlikte ailelerin en temel beklentisi ise sağlıklı bir çocuğa sahip olmaktır. Derecesi ve tanısı ne olursa olsun çocuğun özel gereksinimli olduğunu öğrenmek, ailedeki tüm dinamikleri etkileyen travmatik bir süreç olarak kabul edilmektedir. Aile üyelerinin duyguları, düşünceleri, davranışları ve yaşam alanlarının tümü çocuğun tanı almasıyla olumsuz etkilenebilmektedir. Özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin psikolojik iyi oluşları ile bakım verme yükleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştiren bu araştırmada; iki ya da daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi inceleyen, nicel araştırma türünde, tanımlayıcı ve kesitsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma örneklemini özel gereksinimli çocuğu olan %15,6’sı (21) erkek ve %84,4’ü (114) kadın olan 135 ebeveyn oluşturmaktadır. Katılımcılara Bilgilendirilmiş Gönüllü Onam Formu, Sosyodemografik Bilgi Formu, Psikolojik iyi olma ölçekleri (PİOÖ) Kısa Formu, Zarit Bakım Verme Yükü Ölçeği uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analiz edilmesi sonucunda ebeveynlerin algıladıkları bakım yükü ile psikolojik iyi oluşları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Çalışmanın bir diğer bulgusu ise katılımcıların Psikolojik İyi Oluş düzeylerinin cinsiyete göre farklılaştığıdır. Erkeklere kıyasla kadınların psikolojik iyi oluş düzeyleri daha yüksek bulunmuştur.
Objective: This study aimed to examine the relationship between obsessive compulsive symptoms and religious attitudes. Method: A total of 80 people, 40 females and 40 males, randomly selected between the ages of 18 and 65 participated in the study. Participants were given Sociodemographic Information Form, the Padua Inventory, and Ok Religious Attitude Scale. Results: Based on the findings, there was no statistically significant relationship between obsessive compulsive symptoms subscales and religious attitudes. According to results related to sociodemographic variables, no statistically significant difference was found between sociodemographic variables of the participants and obsessive compulsive symptoms. No statistically significant difference was found between the religious attitudes of the participants and their sociodemographic variables. Conclusion: Because the number of study for understanding these variable is limited in Turkey, It can be considered that the findings of the study related to obsessive-compulsive symptoms and religious attitudes is contributive in terms of providing further information for future research.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.