No abstract

Amaç: Mikroemülsiyonlar, ilaç taşıyıcı sistemler olarak çok çalışılan; sıvı, izotropik, kolloidal sistemlerdir. Aktif maddelerin mikroemülsiyonlardan perkütan absorpsiyonu konvansiyonel formülasyona göre iyileşebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, naftifin yüklü mikroemülsiyonların, ilacın deriden permeasyonunun iyileştirilmesine yönelik olarak değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Oleik asit (yağ fazı), Kolliphor EL veya Kolliphor RH40 (surfaktan), Transcutol (ko-surfaktan) ve sudan oluşan mikroemülsiyonlar hazırlanarak fizikokimyasal karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Naftifinin in vitro deriden permeasyonu çalışılmış ve konvansiyonel ticari preparatı ile karşılaştırılmıştır. Zayıflatılmış toplam yansıma-Fourier dönüşümü (ATR-FTIR) spektroskopisi, mikroemülsiyonlar ile stratum corneum lipitleri arasındaki etkileşimin araştırılması için kullanılmıştır. Naftifin yüklü mikroemülsiyonların antifungal aktiviteleri Candida albicans Amerikan Tip Kültür Koleksiyonu (ATCC) 10231 ve Candida parapsilosis kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Ko-surfaktan olarak Kolliphor RH40 içeren mikroemülsiyon formülasyonu, naftifinin topikal ticari formülasyonu ile karşılaştırıldığında, domuz derisinden naftifin permeasyonunu istatistiksel olarak anlamlı derecede arttırmıştır (p<0,05). ATR-FTIR spektroskopisi, mikroemülsiyonların stratum corneum lipit çifte tabakalarının akışkanlığını arttırdığını göstermiştir. İlaç yüklü mikromülsiyonlar, Candida albicans ATCC 10231 ve Candida parapsilosis türlerine karşı yüksek antifungal aktivite göstermişlerdir. Sonuç: Sonuç olarak, bu çalışmada mikroemülsiyonların, naftifinin deriden permeasyonunun iyileştirilmesinde alternatif topikal taşıyıcılar olarak kabul edilebilecekleri gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Naftifin, mikroemülsiyon, kolloidal ilaç taşıyıcı sistem, topikal antifungal Objectives: Microemulsions are fluid, isotropic, colloidal systems that have been widely studied as drug delivery systems. The percutaneous transport of active agents can be enhanced by their microemulsion formulation when compared to conventional formulations. The purpose of this study was to evaluate naftifine-loaded microemulsions with the objective of improving the skin permeation of the drug. Materials and Methods: Microemulsions comprising oleic acid (oil phase), Kolliphor EL or Kolliphor RH40 (surfactant), Transcutol (co-surfactant), and water were prepared and physicochemical characterization was performed. In vitro skin permeation of naftifine from microemulsions was investigated and compared with that of its conventional commercial formulation. Attenuated total reflectance-Fourier transform infrared (ATR-FTIR) spectroscopy was used to evaluate the interaction between the microemulsions and the stratum corneum lipids. Candida albicans American Type Culture Collection (ATCC) 10231 and Candida parapsilosis were used to evaluate the antifungal susceptibility of the naftifine-loaded microemulsions. Results: The microemulsion formulation containing Kolliphor RH40 as co-surfactant increased nafti...

Sambucus ebulus L. bitkisinin çiçek, meyve ve yapraklarının antioksidan, antimikrobiyal ve antikarsinojenik aktiviteleriÖZET: Bu çalışmanın amacı Türkiye'de yetişen Sambucus ebulus L. bitkisinin çiçek, meyve ve yapraklarından hazırla-nan metanol ekstrelerinin antioksidan, antimikrobiyal ve antikarsinojenik aktivitelerini değerlendirmektir. Ekstrelerin serbest radikal süpürücü aktivite tayinleri DPPH metodu ile, toplam fenolik madde miktar tayini ise Folin-Ciocalteu metoduyla, antimikrobiyal aktivitesi 7 mikroorganizma türüne karşı mikro dilüsyon yöntemiyle, antikarsinojenik aktivite tayini ise L929 (ATCC, CCL-1) fare fibroblast hücre hattı ve HeLa (ATCC, CCl-2) kanser hücre hattı kullanılarak MTT yöntemiyle sitotoksik etkinlikleri araştırmak üzere test edildi. DPPH radikal süpürücü aktivite tayininde en yük-sek aktiviteyi yaprak ekstresi gösterdi ayrıca toplam fenolik madde miktarı da en yüksek oranda bu ekstrede bulundu. Antimikrobiyal aktivite tayininde sadece meyve ekstresi Candida albicans'a karşı orta derecede etki göstermiştir. Antikarsinojenik aktivite test sonuçlarına göre ise yaprak ekstresi en yüksek değeri göstermiş, hiçbir ekstre sitotoksik bulunmamıştır.

No abstract