Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de hayat dışı sigortacılık sektöründe aktif karlılığı ile firmaya özgü faktörler arasındaki ilişkiyi tespit ederek aktif kârlılığının etkinlikten mi yoksa yoğunlaşmadan mı kaynaklandığını belirlemektir. Bu amaçla, Türk sigorta sektöründe faaliyet gösteren 36 hayat dışı sigorta şirketi arasında 2015 yılı verilerine göre pazarın toplam %83.38’ini oluşturan 15 sigorta şirketinin 2010-2015 dönemine ait mali verileri ile performans ilişkisine yönelik Period SUR panel veri analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, aktif büyüklüğü, likidite ve pazar payı değişkenleri ile aktif karlılığı arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmişken kaldıraç, hasar/prim oranı ve firma yaşı değişkenleri arasında ise negatif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Analiz dönemi boyunca Herfindahl–Hirschman Endeksi değerleri 1.500’ün altında olduğu için Türkiye’de hayat dışı sigortacılık sektörünün yoğun olmayan bir piyasa görünümünde olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, hayat dışı sigortacılık sektöründe aktif kârlılığı yoğunlaşmadan daha ziyade faaliyetlerdeki etkinlikten kaynaklanmaktadır.
Endeksi'nde kesintisiz işlem gören hisse senetlerinin 108 aylık kapanış fiyatları kullanılarak FF3F ve FF5F modelleri test edilmiştir. FF3F Modeli için kurulan 6, FF5F Modeli için kurulan 14 regresyon modeli çoklu zaman serisi regresyon analizi ile test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, FF3F ve FF5F modelinin BİST 100 Endeksi üzerinde uygulanabilir olduğunu göstermiştir. Ayrıca F istatistik ve Düzeltilmiş R2 değerleri incelendiğinde hisse senedi getirilerini açıklamada FF3F modelinin FF5F modeline kıyasla daha iyi performans gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
ÖzBu çalışmada çok boyutlu performans değerleme modellerinden Balanced Scorecard (BSC) modelinden yola çıkılarak, ülkemiz çimento sektöründe faaliyet gösteren firmaların performans değerlendirme çalışmalarında kullanabilecekleri bir model önerisi oluşturma amaçlanmıştır. Uygulamada modelin mimarları Kaplan ve Norton'un (1992) önerdikleri klasik modelde yer alan 4 boyut (finansal, müşteriler, işletme içi süreçler ve öğrenme gelişme) temel alınarak boyutlar içerisinde yer alan performans ölçütleri literatürdeki çalışmalardan derlenmiştir. Boyutlar içerisindeki ölçütlerin ağırlıkları Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Oluşturulan model, Adana Çimento firmasının 2013-2015 yılı verileri üzerinde uygulanmıştır. Uygulamada, veriler özgün olarak oluşturulan puanlama ölçeği ile normalleştirilmiştir. Çalışma sonucunda, yöneticilerin görüşleri alınarak belirlenen performans ölçütlerinin ağırlıkları ile çimento firmalarının kullanılabilecekleri bir BSC modeli oluşturulmuştur.
Katılım bankalarının kullandıkları yöntemler gereği faiz oranı riskine maruz kalmadıkları düşünülebilir. Ancak ikili bankacılık sisteminde aynı iktisadî çevre ve benzer müşteri profili nedeniyle faizsiz bankalar diğer risklerle birlikte faiz oranı riskine de maruz kalmaktadır. Bu nedenle klasik bankalarla rekabet halinde olan faizsiz bankalar kâr payı oranlarını faiz oranlarına yakın tutmaya çalışır. Bu çalışmada Türkiye'de katılım bankalarının fon kaynaklarının belirleyicileri 2005-2013 dönemi için Johansen eş-bütünleşme yöntemi ile analiz edilmektedir. Elde edilen bulgulara göre, faiz oranı ve kâr payı oranı arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca hem kâr payının hem de faiz oranının katılım bankalarının katılım fonlarını etkilediği sonucuna da ulaşılmıştır. Bu bulgu katılım bankaları ile klasik bankalar arasında bir etkileşim olduğunu ima etmektedir.
The aim of this study is to investigate the effects of political decision-making process and political actors on financial development. The impact of political factors was investigated in 48 underdeveloped and developing countries employing dynamic panel data analysis for 1985-2012 period, using nine explanatory variables grouped under two subheadings: 'the political system and parliamentary structure' and 'the political stability'. The results show that the level of democratization has significant inverse U-shaped effect on financial development. While the higher government votes increase the financial development, but coalition governments affect adversely. Institutions and rules that limit the powers of the executive have no significant effect on financial development. With regard to variables representing political stability, the results show that political crises, the frequency of cabinet changes, legislative elections and political corruption limit the financial development, while there is no significant effect of the government's term of office.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.