Amaç: Bu çalışmada, Sakarya il merkezi ve ilçelerinde aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimlerinin tükenmişlik düzeylerini ve bunların çeşitli değişkenlerle ilişkilerini saptamak amaçlanmıştır. Yöntem: 1 Şubat-28 Şubat 2014 tarihleri arasında yürütülen kesitsel tipteki bu çalışmada Sakarya'da aile hekimi olarak çalışan 258 hekimden 157'sine (%60.8) ulaşılmıştır. Veriler, Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve araştırmacılar tarafından hazırlanan standart bir anket formu kullanılarak toplanmıştır. İstatistiksel analizinde tanımlayıcı istatistikler, varyans analizi ve korelasyon katsayıları kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hekimlerin %64.9'u erkek ve yaş ortalaması 40.9±7.2 Standart Sapma idi. Kişisel başarı (KB) alt ölçeği açısından katılımcıların %72.0'sinde yüksek düzeyde tükenmişlik saptanmıştır. Duyarsızlaşma (DYS) ve duygusal tükenme (DT) alt ölçekleri açısından sırasıyla %85.9'unda ve %4.7'sinde düşük düzeyde tükenmişlik olduğu saptanmıştır. Kadınların DT puanları erkeklerden; bekarların DYS puanları evlilerden; ilçelerde çalışan hekimlerin DYS puanları merkez ilçelerde çalışan hekimlerden istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur (sırasıyla p değerleri 0.021, 0.035, 0.032). Şiddete maruziyet durumu DT ve DYS ile orta, KB ile zayıf düzeyde ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Katılımcıların tükenmişlik düzeyinin alt boyutlara göre genel olarak düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır fakat bu durum tükenmişlik riski altında olmadığını göstermez. Aile hekimlerinin kendilerini geliştirebilmeleri ve tükenmişlikten korunabilmeleri için poliklinikte günlük bakılan ortalama hasta sayısı azaltılmalı, aile hekimliği sistemini iyileştiren düzenlemeler yapılmalıdır.
DERLEME / Review Article ÖzetSonuç: Gıda katkı maddeleri ile sağlık üzerine yapılan bilimsel araştırmalar daha çok lezzet arttırıcı renklendiriciler ve koruyucular üzerine odaklanmıştır. Literatür taranarak bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar derlenmiştir ( Sakarya Tıp Dergisi 2017, 7(4):164-167
ÖzetGünümüzde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, kazalar her yaş grubunda, özellikle çocukluk çağında önlenebilir sağlık sorunlarının başında gelmekte, ölüm ve engelli yaşam nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.Bu ölümlerin %90,0'dan fazlası kasıtsız yaralanmalara bağlı ölümlerdir . Kasıtsız yaralanmalarda her bir ölüme karşılık, 34 hastaneye yatış, 1000 acil servis başvurusu kaydedilmektedir. Düşük gelirli ve orta gelirli ülkelerde yaralanmaya bağlı olan ölümlerin %95,0'ını çocuklar oluşturmaktadır. Yüksek geliri olan ülkelerde tüm çocuk ölümlerinin %40,0'ı kazalardan kaynaklanmaktadır.Key words: Ev kazası, Çocuk, Epidemiyololoji. AbstractAmaç: Today, developed and developing countries accidents can be prevented in all age groups especially in childhood is one of health problems and is ranked fi rst among causes of death and disability. More than 90 % of these deaths are caused by unintentional injuries . Corresponding to each death in unintentional injuries, 34 acceptances to hospital, and 1000 emergency service applications are recorded. In low-income and middle-income countries, 95 % of injury-related deaths accounts for children. In high-income countries, 40 % percent of all children death is caused by accidents.
Amaç: Araştırmada kadınlarda şiddet yaygınlığının, şiddet algısının, şiddet algısına sosyokültürel, ekonomik ve diğer faktörlerin olası etkilerinin saptanması amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırmaya Sakarya il ve ilçelerindeki 8 Aile Sağlığı Merkezi'ne (ASM) herhangi bir nedenle başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul eden 18 yaş üstü 503 kadın dahil edilmiştir. Bulgular: Çalışmada dahil edilen kadınların yaş ortalaması 38.02±12.16 (SS) olarak bulundu (min=18, max=81). % 14.7'ü bekar, % 78.7'si evliydi, % 6.6'sının eşi vefat etmiş ya da eşinden ayrı yaşıyordu. Katılımcıların % 28.1'i aile içi şiddete maruz kaldığını belirtti. Aile içi şiddete maruz kalma ile babanın annesine şiddet uyguladığına tanık olma ve eğitim arasında anlamlı bir ilişki vardı (p<0.05). Şiddet algılarına bakıldığında; kadınların % 53.9'unun şiddet algısı şiddetin tanımıyla uyumlu değilken şiddeti doğru algılayan kadın oranı % 46.1 idi. Yaş, eğitim, ikamet edilen yer, bekar/evli-dul olma, aile içi şiddete maruziyet, babanın anneye şiddet uyguladığına tanık olma gibi faktörlerin şiddet algısına etkilerini görmek için lojistik regresyon analizi yapılmıştır. Eğitim seviyesi arttıkça doğru algının arttığı, ilde yaşayanların ilçede yaşayanlara oranla şiddeti daha doğru algıladığı ve 24 yaş altı kadınlara göre diğer yaş gruplarındaki kadınların algılarının doğru olma ihtimalinin daha yüksek olduğu görülmüştür (p<0.05). Babanın anneye uyguladığı şiddete tanık olma ve aile içi şiddete maruz kalmanın algıyı etkilemediği bulunmuştur (p>0.05). Sonuç: Kadına yönelik aile içi şiddet devam etmektedir ve kadınların bir çoğu şiddeti doğru algılamamaktadır. Algıda en önemli ve değiştirilebilir faktör olan eğitimin önemi göz ardı edilmemelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.