No abstract

Coğrafi işaretli ürünler, özellikleri ve ünü ile belirli bir bölgeye özgü olan ürünler olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde bireylerin coğrafi işaretli ürünlere yönelik talebinin artmasıyla birlikte birçok bölge kendine has ürünlerini tescil ettirerek maddi ve manevi değerlerini korumanın yanı sıra bölge ekonomisine de katkılar sağlamaktadır. Ziyaretçiler yaşadıkları coğrafi işaretli ürün deneyimlerinden memnun olmaları sonucunda bu durum davranışsal niyetlerini de etkilemektedir. Bu araştırmada coğrafi işaretli ürün deneyiminin memnuniyet ve davranışsal niyet üzerine ve memnuniyetin davranışsal niyet üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda literatür incelenmiş ve literatürde yer alan çalışmalardan hareketle bir model geliştirilmiştir. Çalışma kapsamında geliştirilen modeli test edebilmek için 4-6 Ekim 2019 tarihleri arasında 3. Adana Lezzet Festivali’ne katılan ziyaretçiler arasından kolayda örnekleme yöntemiyle seçilen 403 kişiye yüz yüze anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 22.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler neticesinde coğrafi işaretli ürün deneyiminin memnuniyet ve davranışsal niyet üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir.

Turizm 50’den fazla sektörü bünyesinde barındıran ve teknolojik gelişmeler ile hızla büyüyen endüstrilerden biridir. Küreselleşme ile birlikte ucuzlayan ve yaygınlaşan iletişim teknolojileri, hem tüm dünyada uluslararası turizm hareketliliğini artırmış hem de ülkelere sağladığı gelirler doğrultusunda uluslararası ticaretin başlıca aktörlerinden biri olmuştur. Sektörün istihdam olanaklarının giderek artması ve diğer sektörler ile doğrudan dirsek temasında olması turizmin ülkeler için önemini vurgulamaktadır. Sunduğu istihdam imkânları ve ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılalarının yaklaşık onda birini temsil etmesi yönüyle turizm endüstrisi 21. yüzyılın en önemli sektörlerinin başında gelmektedir. Tüm bu gelişmeler bağlamında turizm sektörü, sadece gelişmekte olan ülkeler için değil aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de başlıca gelir ve istihdam kaynağı olmuştur. Dolayısıyla iş gücüne dayanan turizm sektöründeki oyuncuların rakipleri ulusal olmaktan çıkıp uluslararası boyutlara taşınmıştır. Ülkelerin birbirleriyle rekabet avantajı elde etmeye çalıştığı bu koşullarda destinasyonlar da bünyelerine yeni ürünler ve çekicilikler katarak ziyaretçileri bölgelerine çekmeye çalışmaktadırlar. Küreselleşme ve teknolojik yenilikler sadece bölgelerin sosyal medya veya diğer mecralarda kendilerini ön plana çıkarmalarına imkân sağlamakla kalmamış, aynı zamanda daha bilinçli müşteri deneyimlerinin oluşmasına zemin hazırlamıştır.  Seyahat etmenin bir lüks değil ihtiyaç haline geldiği günümüz zorlu çalışma koşullarında turistler farklı destinasyonlarda farklı arayışlara yönelmeye başlamışlardır. Dünya çapında artan önem ve rekabetten geri kalmak istemeyen turizm sektörü, bilinçli ve farklılık arayan günümüz tüketicisinin değer odaklı turizm taleplerini tatmin edecek seçenekler sunmaktadırlar. Bu kitap küreselleşme ve teknolojik gelişmeler paralelinde dünya ekonomisinde giderek önem kazanan turizm sektöründe ortaya çıkan eğilimler hakkında çok yönlü bir kaynak olup alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanmıştır. Kitap turizm sektöründeki profesyoneller ve bilim insanlarının yanı sıra farklı turizm eğilimlerini incelemek isteyen öğrenciler için de ilgi çekici bir çalışma niteliğindedir. Dr. Merve Öksüz

This study was carried out in order to determine the opportunities that the Amanos mountains and its surroundings, which have an important floral and natural importance in our country, will provide in terms of ecogastronomy. The preference of areas with natural importance in gastronomic tourism activities that have emerged in recent years has made certain areas advantageous. The Amanos Mountains are a long mountain range extending from one end to Kahramanmaraş province and the other end to the town of Samandağ (Hatay), a coastal settlement. This mountain and its surroundings have hosted many different cultures from the past to the present, as well as the areas around which 4 different provinces and 15 district have shared today. On the other hand, this mountain and the cities around it (Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep) are the prominent cities of our country in terms of gastronomy. In the study, the prominent natural areas of the region and the ecogastronomic opportunities that these areas can offer with their general floral structure were evaluated with a multidisciplinary approach. As a result of the study, it has been determined that the floral richness of the abcak region, where the Kahramanmaraş, Hatay and Osmaniye fronts of the Amanos mountains are more advantageous in terms of transportation and settlement, manifests itself on a large scale. On the other hand, although the Plateau settlements in the area offer gastronomic opportunities, it is predicted that it will bring some damages for the region in the future from an ecological point of view. For this reason, it has been concluded that it would be more appropriate from an ecologically point of view to realize the ecogastonomic potential of the Amanos Mountains in their surroundings rather than in the mountain center.

Temel ihtiyaçlar arasında oldukça önemli bir noktada duran gıda temini için yaşanabilecek olası sıkıntıların önüne geçmekte sürdürülebilir gastronomi faaliyetleri önemli bir yer taşır. Sürdürülebilir gastronomi, diğer bir değişle ekogastronomi; insan sağlığını koruma, yemek kültürlerinin bozulmadan gelecek nesillere aktarılması, canlı ve cansız çevrenin korunması, doğa ile iç içe, işbirliği sağlayarak gastronomik faaliyetleri gerçekleştirme felsefesini savunduğu için mevcut ve olası problemlerin önüne geçmede fayda sunabilmektedir. Bilimsel araştırmalar Dünya’da her 1 dakikada 3 çocuğun açlıktan öldüğünü ve yediğimiz her 3 tabaktan birinin çöpe atıldığını ortaya koymaktadır. Ayrıca tabaktan en çok israf edilen gıda maddesinin ekmek olduğu ifade edilmektedir. Bu noktada mal ve hizmetlerin ihtiyaç karşılama araçları olduğunun bilincinde olunması, kaynakları doğru kullanabilen, mal ve hizmetlerden kendine veya ihtiyacına uygun olanları seçebilen bireylerin varlığı son derece önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye ve Dünya’daki sürdürülebilir gastronomi trendlerine yer verilmiş, israf ve ekmek israfı konusu geniş bir perspektifle incelenerek anlaşılır bir dille okuyucuya sunulmuştur. Ayrıca evler ve işletmelerde ekmeklerin bayatlamaması için pratik bilgilere yer verilerek, bayatlayan ekmekler için ise çözüm önerisi olarak örnek tarifler sunulmuştur. Tarifler uygulanırken değişik türlerdeki ekmekler kullanılarak tat, doku ve görsel sunum açısından bir bütünlük sağlanarak tadım yapanların kolay kolay içinde ekmek olduğunu anlayamayacağı tarifler oluşturulmuştur. Kitapta yer alan tariflerin tamamında, aynı tarifi ekmek kullanmaksızın yaparken harcanan emeğin dışında bir emek gerektirmeden ekmekli tarifler yapılabiliyor olmasına özen gösterilmiştir. Bu araştırmada yer alan bilgiler ve tarifler; işletme sahipleri, sektör çalışanları, yiyecek içecek üzerine eğitim veren kurumlardaki öğretmenler/öğrenciler, mutfakta vakit geçirmekten hoşlanan herkese hitap etmesi ve sürdürülebilir gıda konusunda farkındalık oluşturması bakımından yüksek öneme sahiptir.