Günümüzdeki anaakım/yaygın/ticari medya atmosferine bakıldığında, çeşitli ekonomi politik ve yapısal sorunlardan hareketle, tekel konumda bulunan medya şirketlerinin kamusalın temsiliyetinden uzak, teksesli bir yayın politikası izlediği görülmektedir.Bunun yanında anaakım medyadaki var olan yapısal sorunlar, bağımsız gazetecilerin alternatif alanlara yönelimini hızlandırmış, yeni alternatif medya platformları ve alternatif medya yayıncıları ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, günümüzde medya atmosferinde alternatif medyanın anaakım medya karşısında nasıl bir yayıncılık pratiği gerçekleştirdiğinin sorgulanması önem taşımaktadır. Bu çalışmada kendi bağımsız alternatif medya yayıncılığını gerçekleştiren Ünsal Ünlü'nün eleştirel ekonomi politik bağlamda nasıl bir yayıncılık sergilediğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Nitel çözümleme yönteminin benimsendiği bu çalışmada yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Çalışmanın sonunda Ünsal Ünlü'nün gerçekleştirmiş olduğu alternatif medya yayıncılığının bulguları "programın sahiplik yapısı ve ekonomik gelir modeli", "haber üretim pratikleri", "habercilik anlayışı", "program içerikleri ve takipçiler" şeklinde kategorilere ayrılarak verilmiştir.
Hiperyerel medya, belirli bir coğrafi alana ya da topluluğa hitap eden gazetecilik uygulamalarının genel adı olarak tanımlanmaktadır. Ancak, son on yılda bu kavram yeni ve önemli anlamlar kazanmaya başlamıştır. Hiperyerel medya platformlarının geleneksel ana akım ve yerel medyadaki gazetecilik anlayışından farklı amaç ve görevler ile hareket ettiği gözlenmektedir. Bu bağlamda, hiperyerel medyanın kuramsal ve metodolojik çerçevesinin Türkiye’de nasıl karşılık bulduğu sorusu önemli görülmekle birlikte, bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Çalışmada hiperyerel medyanın rolünün, kapsamının ve amaçlarının tanımlanması, anlaşılması ve Türkiye’deki iz düşümleri üzerine bir değerlendirme ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda çalışmanın problemini “bir gazetecilik anlayışı olarak hiperyerel medyanın hangi unsurlar bağlamında Türkiye’deki ilçe gazetelerinde karşılık bulduğu” sorusu oluşturmaktadır. Bu temel sorudan hareketle, birinci bölümde hiperyerel medyanın kavramsal çerçevesi inceleniş ve temel özellikleri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın analiz bölümünde, Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesini temsilen yedi ilçe gazetesi belirlenmiş; bir ay boyunca gazetelerin tüm haberleri günlük olarak incelenmiş ve toplam 908 haber üzerinden bir içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonunda, hiperyerel medya kavramsallaştırmasının -seçilen örnekler sınırında- Türkiye’de nasıl karşılık bulduğu tartışılmış; hiperyerel medyanın uygulanabilirliği noktasındaki eksiklikler belirlenmiş ve Türkiye’de hiperyerel medyanın gelişebilmesi adına çeşitli öneriler sunulmuştur.
Bu çalışmada, Türkiye'yi etkisi altına alan COVID-19 pandemi sürecinin alternatif ve ana akım basında, siyasi kutuplaşma kavramından hareketle ne ölçüde ve nasıl sunulduğunun araştırılması amaçlanmıştır. COVID-19 pandemisi halk sağlığını ilgilendiren bir mesele olduğu için, sürece ilişkin üretilen haber metinlerinin gazetelerin siyasi yönelimlerinden bağımsız olması beklenmektedir. Bu bağlamda, çalışmada araştırma nesnesi olarak ideolojik yönelimi görece "merkez medya" konumundaki iki gazete seçilmiştir. Ekonomi politik anlamda ana akım ve alternatif medya olarak tanımlanabilecek iki farklı gazete olan Hürriyet ve Gazete Pencere, nicel ve nitel analiz yöntemleri kullanılarak incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Gazete Pencere, COVID-19'a ilişkin haberleri daha çok "Vaka ve ölüm sayılarının doğru verilmemesi" ve "Devlet yetkililerinin kısıtlamalara uymaması" konuları üzerinden çerçevelerken, Hürriyet gazetesi COVID-19 haberlerini, "yurttaşların tedbirlere uymaması" ekseninde yansıtmaktadır. Bu durum, Türkiye'deki iktidar ve muhalefet kanadındaki aktörlerin argümanları ile uyumluluk taşımaktadır. Aynı zamanda iki gazetede de politikacıların bilim insanlarından daha sık yer aldığı görülmektedir. Çalışmada, kutuplaşmış politik ve toplumsal alandaki güç ve iktidar mücadelesinin -sağlık konusu ön planda olmasına ve gazetelerin görece merkez medya konumlarına rağmen-medya alanında da kendisini gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
İngiliz Kültürel Çalışmalar ekolünün işaret ettiği üzere, kitle iletişim araçları çeşitli kodlar, imgeler ve temsiller aracılığıyla başkaları hakkındaki dünya algımızı inşa etmektedir. Özellikle, ülkelerin yabancı temsilleri konusunda nasıl farklılaştığının sorgulanması, inşa edilen temsilin ilgili toplumdaki izdüşümlerinin anlaşılması adına önemlidir. Günümüz kültürel ve politik alanında "yabancı" olarak kavramsallaştırılan Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki ve Almanya'daki ana akım basında nasıl temsil edildiği bu çalışmanın problemini oluşturmaktadır. Problemin çerçevesinden hareketle bu çalışmanın kuramsal temeli, İngiliz Kültürel Çalışmaları ekolünün kimlik temsili ve söylem üzerine ortaya koyduğu yaklaşımlar ve tespitlerdir. Bu anlamda çalışmada, Suriyeli sığınmacıların iki ülke basınındaki temsilleri ile ülkelerin mülteci politikaları arasındaki ilişkinin neler olduğunun çözümlenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Türkiye'den Hürriyet ve Almanya'dan Süddeutsche Zeitung (SZ) gazetelerinde Suriyeli sığınmacıların temsilleri, T.A. van Dijk'ın eleştirel söylem çözümlemesi modeli ile incelenmiştir. Çözümleme sonucunda, haberlerde kimliklerin stereotipler ve tekillikler üzerinden sunulması nedeniyle bağlam eksikliği olduğu ve bu anlamda haberlerin ülkelerdeki bürokratik eylemleri meşru kılmaya bir işlev gördüğü tespit edilmiştir.
In this study, it is aimed to understand how Medyascope channel, which is one of the alternative media platforms shaped in the axis of new media, broadcasts in a critical political economy and cultural context. In addition, it is envisaged to develop a new definition for the concept of alternative media, which is defined in different ways in the literature, based on the example of Medyascope. In this study, based on the aims and theoretical basis of the study, qualitative analysis method has been adopted and semi-structured in-depth interview have been used. Within the framework of the analysis, it was concluded that the channel showed a different media approach than the classical alternative media definitions; differentiated from the mainstream media at production and content level; differentiated from the radical media in the axis of impartiality and professionalism; and adopted a “candidate to be mainstream” broadcasting practice in the context of institutionalization and massification.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.