İki dillilik dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de oldukça yaygındır. Ancak Türkiye’de, özellikle de sahip olduğu çok kültürlü yapıdan dolayı, doğal, kaçınılmaz kısacası farklı bir iki dillilik söz konusudur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bugün ana dili eğitim dilinden farklı ve çeşitli kademelerde öğretimlerine devam eden çok sayıda iki dilli öğrenci bulunmaktadır. Türkiye’de özellikle de belirtilen iki bölgedeki birçok ilde yaşayan iki dilli öğrencinin durumu daha öncelikli ve önemli olarak değerlendirilebilir. Öyle ki bu bölgelerde yaşayan öğrencilerin iki dilli olmalarından kaynaklı bir takım dezavantajların ve sorunların olduğu bilinmektedir. Ortaya çıkan sorunların okul hayatı boyunca daha açık bir şekilde kendini gösterdiği söylenebilir. İki dilli öğrencilerin yaşadıkları dilsel dezavantajların okumaya, okuduğunu anlamaya, devamlılık durumuna ve nihayetinde akademik başarıya olumsuz bir etkide bulunması kaçınılmaz hale gelmektedir. İkinci dil edinimindeki öğrencilerin yaşadıkları sorunlara kaynaklık eden birçok faktörün etkili olduğu ve bunların birçok farklı olumsuz sonuçlar yarattığı bilinmektedir. Türkiye’de yaşayan iki dilli öğrencilerin ikinci dil edinimi üzerinde etkili olan faktörlerin ve bunların yarattığı birtakım sonuçların tartışılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Alan yazında ikinci dil ediniminde genel anlamda etkili olduğu düşünülen faktörler, Türkiye’deki iki dilli öğrencilerle ilişkilendirilerek açıklanmaya çalışılmıştır.
Özİki dilli olmak günümüzde önemli ve neredeyse kaçınılmaz bir durum olarak dikkat çekmektedir. Bu durum bir avantaj yarattığı gibi çeşitli olumsuz sonuçlar da ortaya çıkarabilmektedir. Özellikle Türkiye'nin belirli bölgelerinde öğrenim gören ilkokul öğrencilerinin iki dilli olmaktan dolayı okuduğunu anlamada sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. Bu araştırmanın amacı; iki dilli ilkokul öğrencilerinin okuduğunu anlamada yaşadıkları sorunları tespit etmek ve bu doğrultuda çözüm önerileri geliştirmektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Van ili Tuşba ilçesindeki ilkokullarda görev yapan 20 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşme yolu ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmen görüşlerine göre iki dilli öğrencilerin dil çatışması yaşamaları ve kelime bilgisinin kısıtlı olmasından dolayı okuduğunu anlamada tek dilli öğrencilere daha çok zorlandıkları ve bu durumun diğer derslerdeki başarıyı etkilediği belirlenmiştir. Öğretmenlerin iki dilli öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek için çeşitli etkinlik ve stratejiler kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, iki dilli öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek için veli katılımının sağlanması ve program/ders kitaplarının bölge şartları dikkate alınarak öğrenci düzeyine uygun hale getirilmesi önerilebilir.
Uzaktan eğitim, internet teknolojisi ile beraber yaygınlaşan bir kavramdır. Yüz yüze eğitimin zorlaştığı ya da kısıtlı olduğu zamanlarda uzaktan eğitim uygulamaları daha yoğun tercih edilmektedir. Covid-19 salgınının Türkiye"de yayılmasıyla birlikte uzaktan eğitim süreci tüm eğitim kademelerinde sistemli bir şekilde başlamıştır. Bu çerçevede gerçekleştirilen araştırmada, sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Öğretmenlerin belli bir deneyime ilişkin görüşleri incelendiği için nitel araştırma yaklaşımlarından biri olan olgubilim (fenomenoloji) araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma grubu 38 sınıf öğretmenden oluşmaktadır. Veriler yapılandırılmış sorulardan oluşan anket formu aracılığıyla toplanmıştır. 2019-2020 öğretim yılı bahar yarıyılında toplanan verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecine ilişkin görüşleri; "uzaktan eğitim sürecinde yaşanan sorunlar", "uzaktan eğitim sürecinin yararları" ve "uzaktan eğitim sürecine ilişkin öneriler" olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır. Öğrencilerin internete erişim sorunu yaşadıkları, velilerin deneyimsiz oldukları ve bu yüzden destek alamadıkları, katılımın istenen düzeyde olmadığı sonucuna varılmıştır. Buna karşın öğrencilerin konuları düzenli tekrar etmesini sağlaması uzaktan eğitimin yararı olarak görülmüştür.
It is important to determine whether the school attitude of secondary school students has an influence on the reading attitude. For this purpose, such a study was conducted at secondary school level. In addition, the extent to which such variables as mother tongue are determinative in this context has been examined.The objective of this study is to examine the relationship between the attitudes of 5 th , 6 th , 7th and 8 th grade secondary school students toward the school and reading. In addition, the study also examines whether the attitude towards reading and school differs according to gender, class, and mother tongue variables. A total of 513 students (235 females, 278 males) attending secondary school in the province of Van in Turkeyparticipated in the research. In the study, Attitude Scale toward Reading developed by Alıcı (2013) is used in order to measure the attitudes of the students towards the school. Additionally, Reading Attitude Scale for Elementary Second Grade Students developed by Özbay and Uyar (2009) isused to measure the students' attitudes towards reading. According to the results, there is a moderate significant relation between students' attitudes toward the school and attitudes toward reading. According to the findings obtained from the study,it is seen that the attitudes of female students toward the school are more positive than those of male students. It is concluded that the attitudes of 5 th grade students toward the school are more positive than those of the other students. Furthermore, students whose mother tongue is Turkish have more positive reading attitudes than the students whose mother tongue is Kurdish or one of other languages (Arabic, Persian, and so on).
There are a significant number of bilingual students in rural areas in the east and southeast of Turkey. The language problem in bilingual students also seriously worries teachers and prospective teachers. This study aimed to determine the classroom teacher candidates' teaching anxieties towards bilingual students and their suggestions for this situation. Phenomenology, one of the qualitative research methods, was used in the study. The study group of the research consists of 62 classroom teacher candidates determined by criterion sampling. The criterion considered here: classroom teacher candidates are studying at universities other than Eastern and Southeastern Anatolia Regions. Research data were collected with an internet survey. Content analysis was used to analyze the obtained data. As a result of the study, it was concluded that classroom teacher candidates' teaching anxieties towards bilingual students are very high in general. It was revealed that the classroom teacher candidates did not receive a serious education regarding bilingual students during their undergraduate education.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.