The aim of this study was to evaluate the changes in bone mineral density and anthropometric indices of extremely low birth weight (ELBW) preterm infants undergoing daily physical activity. Twenty-eight low-risk ELBW preterm infants (intervention group = 14, control group = 14) with a birth weight of under 1000 g and gestational age of 26-32 weeks were recruited. Preterm infants in the control group were provided with standard nursing care, whereas those in the intervention group received a daily physical activity programme in addition to standard nursing care during the study. Before and after the study, anthropometric indices and tibial speed of sound (SOS) values were measured. In this study, the tibial SOS values were found to be increased in the intervention group (+111.14 m/s) (p = 0.001) and decreased in the control group (-58.21 m/s) (p = 0.030). The increase in percentage of body weight, height, and tibial length of infants in the intervention group was significantly higher than in the control group (respectively; p = 0.002, p = 0,015, p < 0.001). A daily physical activity programme increased body weight, height, tibial length, and SOS values of the tibia in ELBW preterm infants.

Bakımın sürekliliği, hemşireye, bireyin sorunları ve bakım gereksinimlerine ilişkin bilgi sürekliliği sağlar. Böylece, sorunların daha iyi anlaşılması, hemşirenin etkin karar verebilmesi ve bakımın devamlılığı sağlanır. Bakımın sürekliliğinin önemli olduğu alanlardan biri de yenidoğan yoğun bakım üniteleri (YYBÜ)'dir. Çalışma YYBÜ'nde bakımın sürekliliğini sağlamak amacıyla, aynı bebeğe aynı hemşirenin bir hafta süreyle bakım vermesi şeklinde yapılan uygulamaya ilişkin hemşirelerin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışma bir kamu hastanesinin YYBÜ'nde nitel yöntemler kullanılarak yürütülmüştür. YYBÜ'nde çalışan hemşirelerle derinlemesine görüşme yapılmış ve kaydedilmiştir. Yapılan görüşmelerin ham dökümleri yapıldıktan sonra üç uzman tarafından içerik analizi yapılmıştır. Bulgular: İçerik analizi sonrasında, bakımın sürekliliğinin yenidoğana, hemşireye ve aileye katkısı olarak üç tema oluşturulmuş ve hemşireler bakımın sürekliliği uygulamasının yenidoğanın bakımına, hemşireye ve aileye olumlu katkılarının olduğunu belirtmiştir. Sonuç: Hemşirelerin bütüncül bakım verebilmeleri için bakımın sürekliliği uygulamasının etkin ve yaygın bir şekilde kullanılması önerilmektedir.

Background. With the onset of the COVID-19 pandemic, discussions regarding the prevalence of COVID-19 in children and the association of this with education have started. This study aimed to determine the prevalence of COVID-19 infection in asymptomatic school children within a limited period while face-to-face education continued.Methods. This is a descriptive and retrospective study. Screening was carried out in the schools in the three major districts of the metropolitan municipality when face-to-face education was practiced. COVID-19 RT-PCR swab samples were collected from 4,658 students from 46 schools at preschool, primary, secondary, and high school levels by using the stratified sampling method. Screening results were retrospectively analyzed by the researchers.Results. The mean age of the children included in the study was 10.6±3.2 (5-17). Only 46 students' COVID-19 RT-PCR results were positive; the positivity rate was higher in male students than in female students (p>0.05); the students living in the third region had a higher positivity rate than the other students, there was a statistical difference between them (p<0.001); there were no positive cases in 26 (56.7%) schools, and the spreader rate of the school children was 0.98%. Conclusions.We determined in the study that the prevalence of COVID-19 infection was not high in asymptomatic school children in the period when schools were open. This may play a role in directing the education and training during the pandemic.

ÖZETKavram haritaları, belli bir konudaki kavramlar ve bu kavramlar arasındaki ilişkilerin grafiksel bir yöntemle sunulması için kullanılan öğrenme-öğretme araçlarıdır. Öğretim sürecinde kavram haritaları, bilgi ve kavramlar arasındaki ilişkileri hiyerarşik bir yapı içinde genelden özele doğru görsel hale getirerek kişiye somut veriler sunmayı amaçlayan bir öğretim tekniğidir. Hemşirelik eğitiminde klinik uygulamalarda, vaka sunumlarında ve konu anlatımlarında bu teknikten yararlanılmaktadır. Vaka sunumları ve hemşirelik bakım planlarının hazırlanmasında, kavram haritalarından yararlanılması öğrencilerin analiz ve sentez yeteneklerini geliştirerek öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu makalede; kronik böbrek yetmezliği (KBY) olan bir hastanın hemşirelik bakım planı kavram haritası ile ele alınmıştır. Kavram haritası üzerinde; KBY'nin fizyopatolojisi, etiyolojisi, semptomları, laboratuar bulguları ve tedavisi gibi temel kavramlar ile hemşirelik tanıları ve hemşirelik bakımı arasındaki ilişkiler gösterilmiştir. Sonuç olarak; kavram haritaları öğrencilerin hastaya bütüncül bakım vermelerini sağladığından, hemşirelik bakım planlarının hazırlanması, sunulması ve tartışılmasında etkin bir öğretim yöntemi olarak kullanılabilir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, kavram haritası, kronik böbrek yetmezliği SUMMARYConcept maps are teaching-learning tools which are used to be presented with a graphical method of concepts and the relationships between these concepts in a particular topic. Concept maps in the teaching process are teaching techniques which aim to provide concrete datas making visual the relationships between information and concepts in a hierarchical structure from general to specific. This tecnique is utilized for clinical practise in nursing education, case reports and lectures. Use of concept maps in the preparation of case studies and nursing care plans make it easy to learn by improving analyze and synthesize ability of students. In this article, nursing care plan of a patient with chronic renal failure (CRF) is considered by using concept map. On the concept map, the relationships are shown basic concepts like the physiopathology, etiology, symptoms, laboratory findings of the CRF between with nursing diagnosis and nursing care. As a result; the concept maps to provide holistic patient care in students could be used as an effective teaching learning tool in preparation, presentation and discussion of nursing care plans.

No abstract