ÖZ
Klâsik Türk Mûsıkîsi sözlü icrâ geleneği, bünyesinde birçok icrâ unsurunu barındırmaktadır. Bu unsurların farklı kombinasyonlarla estetik bir kompozisyon çerçevesinde kullanılması, ses icrâcılarının şahsi icrâ tavrını oluşturmaktadır. Tavrı oluşturan icrâ unsurları, icrâcı tarafından verilmek istenen müzikal ifadelerin oluşumunda da birbirleriyle ilişki içerisinde bulunmaktadır. Eser icrâsında kullanılan süsleme, nüans, güfte, vurgu, usûl gibi unsurların ilişkilerini doğru ve yerinde kullanan icrâcıların bu unsurlardaki muvaffakiyetlerinin incelenmesi, yeni icrâcılara yol gösterici ipuçları vermesi bakımından önem arz etmektedir.
Bu nedenle üzerinde henüz bir çalışma yapılmamış olan usûl-vurgu ilişkisi, yürük semâi usûlündeki üç eserde Bekir Sıtkı Sezgin’ in icrâları şeklinde sınırlandırılarak ele alınmıştır. Çalışmada nitel ve nicel araştırma yöntemlerinde ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın amacı, yürük semâi usûlü örnekleminde usûllerdeki kuvvetli-zayıf darbların ses sanatkarlarının vurgu yapma tercihleri üzerinde etkisinin olup olmadığı ve usûl darbları ile vurgunun hangi oranda ilişki içinde olduğudur. Bu bağlamda, Bekir Sıtkı Sezgin’ in yürük semâi usûlündeki üç eser icrâsı, usûl darblarına denk gelen vurguların tespiti yöntemiyle usûl-vurgu ilişkisi açısından analiz edilmiş ve analizler neticesinde usûl darbları ile vurgu yapılan notalar arasında bir bağlantı olup olmadığı araştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Bekir Sıtkı Sezgin’ in eser icrâlarındaki vurgu kullanma tercihleri ile yürük semâi usûlünün darblarının şiddet seviyesi arasında belirgin bir paralellik olduğu saptanmıştır. Bu saptamalar neticesinde de usûl darblarıyla icrâdaki vurgu tercihleri arasında önemli bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışma ile mûsıkî eğitiminde usûl-vurgu ilişkisinin icrâ tavrı oluşumuna katkısının vurgulanması ve alanda yapılacak benzer çalışmalara öncü olunması hedeflenmektedir.