“…Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin karşılaştıkları akademik ve sosyal güçlüklere çözüm olarak öğretimin sadeleştirilmesi ve basitleştirilmesi, öğretime ayrılan sürenin artırılması, konuya özgü etkili teknik ve yöntemlerin seçilmesi, konu ve öğretimin içeriğine göre yöntem ve tekniklerinin çeşitlendirilmesi, öğretimde grup aktivitelerinden yararlanılması, öğretimi farklı bölümlere ayırma, öğrenciye soru ve problemlerin çözümü için ilave süre verilmesi, öğrenciye öncelikli olarak matematik için gerekli önkoşul becerilerin kazandırılması, çözümün adımlara bölünmesi, matematik öğretimde gerçek hayattan yararlanılması, öğretime yönelik kısa özetleme ve değerlendirmelerin yapılması, öğrenci başarısını çeşitli ödüllerle pekiştirilmesi gibi sınıf içi öğretime yönelik uyarlamalar yapılmalıdır (Bryant vd., 2011). Derse başlamadan önce öğrencinin mevcut durumu ve ihtiyaçlarına göre yapılacak öğretime yönelik düzenlemeler de, öğretimin başarıya ulaşmasında etkili olan faktörlerdir (Aktan, 2020). Bu düzenlemeler, öğrencinin öğrenim gördüğü sınıf ortamının sade olması, öğrenci sırası ve çevresinde dikkat çekici materyal ve unsurların olmaması, öğrencinin iletişimin iyi olduğu başarılı bir akranı ile oturması, öğrenciye yönelik akran desteği sağlanması, derslerin etkinlik tabanlı olarak yapılandırılması ve öğretimin çoklu duyuya hitap edecek şekilde görsel, işitsel, dokunsal ve teknoloji destekli materyallerle desteklenmesi, öğrencilerin aktif olarak derse katılımlarının sağlanması ve pekiştirilmesi, grup çalışmalarına dayalı öğretim etkinliklerine yer verilmesi, öğrenciye başarabileceği sorumluluklar verilerek başarı duygusunu tatmasının sağlanması ve başarısının ödüllendirilmesi, öğrencinin istek ve motivasyonun desteklenmesi, öğretimde işbirlikli öğrenme ortamlarına yer verilmesi olarak sıralanabilir (Aktan & Budak, 2017).…”