İstanbul kentsel tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan, Avrupa ile Asya kıtalarının birleştiği noktada bulunan bir şehirdir. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir kültürel mozaik halini almıştır. Tarih boyunca yaşamın her alanında olduğu gibi özellikle kültür ve sanat konularında da merkez olmuş ve bu merkezde oluşan tüm gelişmeler dünyayı da etkisi altına almıştır. İstanbul şehri özellikle resim sanatına da konu olmuş; insanların bu kente olan hayranlıkları ve özlemleri resim sanatı ile dile getirilmeye çalışılmıştır. Bu durum öncelikle hem Avrupa resim sanatında hem de Türk resim sanatında daha sonra da iç mekân dekorasyonlarında yeniliklere yol açmış ve gerek Avrupa'da gerekse de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde günlük yaşamda değişikliklere neden olmuştur. Osmanlının Batılılaşma döneminde ortaya çıkan ve İstanbul'u konu alan bu yeni resim anlayışının ilk görüldüğü yer ise Türk sivil mimarisinin estetik yönünden zenginleşmesinde önemli yeri bulunan "kalem işi" olarak isimlendirilen duvar resimleridir. Bu nedenle bu resimlerin incelenmesi ile Osmanlı İmparatorluğu'nda Batılılaşmanın ortaya çıkışı ve sonuçlarını görmek aynı zamanda da bu süreçte Avrupa'nın Osmanlı-Türk kültüründen nasıl etkilendiğini anlamak mümkündür. Günümüze dek bu konuya ilişkin çok az sayıda çalışmanın yapılmış olması ve resim sanatı ile mimarinin ilgisinin kurularak estetik yönünün yanında sosyo-kültürel açıdan da konuya yaklaşılması çalışmanın önemini daha da artırmaktadır.
Pedestrian bridges are constructed in various structures and by using various materials in order to ensure safe passage of pedestrians in various situations such as vehicle traffic, animal traffic and natural formations in or out of the city centres. There are bridge or passage designs allowing passage for autos and pedestrians, bicycles and trains as well as bridges used by pedestrians only. We can observe the construction of pedestrian bridges in various civilizations and eras throughout the history. In 19th century, together with the industrial revolution and the invention of steam train, pedestrian bridges were constructed over the railways and after invention of automobile in 20th century and due to the changes and developments in sea, lake and river vehicles, requirement for bridges around highways, sea transportation routes and railways aroused. These bridges sometimes converted into spaces while being monumental accessories of the cities ensuring the formation of cultural and historical identity in settlements.In this study, the aim is to handle the bridges, which are urban accessory elements, by a scientific research so as to let it constitute a written source for the other future studies to be made about this issue. Under the scope of the study, the historical course related with the design of pedestrian bridges and samples was examined and then classifications were made according to their area of usage, type of usage, material and structure. Finally the spatial loop of pedestrian bridges and today's design measures were examined.
Dünyada özellikle 20. yüzyılın son yarısından itibaren bilim ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmeler yeni araştırma ve yaklaşımları ortaya çıkarmaktadır. Bu araştırma ve yaklaşımların sonuçlarının ortaya konmasında günümüzde tek bir alanda düşünme ve değerlendirme yapmak yeterli değildir. Tek bir disiplin ile yeni gelişen alanları incelemek mümkün olmamaktadır. Bu düşünce ve değerlendirmeleri destekleyecek diğer disiplinlerden faydalanılması söz konusudur. Bu bağlamda, disiplinler arası yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Günümüzde teknoloji ve bilimin ilerlemesi, inşaat teknolojisindeki gelişmeler ve yaşam gereksinimlerinde görülen değişimler sonucu daha yaşanılabilir, gelecek nesillere aktarılabilir, yapımları ve kullanımları sırasında çevreye daha az zarar veren mekânların tasarımı artık bir tasarım eğilimi olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla çevreye duyarlı mekânlar oluşturmada iç mimarlık tek başına yeterli olmamaktadır. Bu süreçte çevre mühendisliği ile ilgili konularda destek almaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, bir tasarım disiplini olan iç mimarlık ile bir mühendislik disiplini olan çevre mühendisliğinin disiplinler arası bir yaklaşım ile ele alınarak, ortak paydalarının bulunması ve çevre mühendisliğinin iç mimarlığa katkılarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında öncelikle disiplinler arası çalışma özellikleri belirtilmiş, konuyla ilgili disiplinler incelenmiş ve iki disiplin arasındaki ortak paydalar örnekler ile açıklanmıştır.
Eski Anadolu Uygarlıklarından olan Hititler; Anadolu'nun mimari ve sanatına yön veren en önemli uygarlıkların başını çekmektedir. Bu uygarlık ilk kez 1834 yılında Hitit başkenti Hattuşaş ile Charles Texier tarafından Dünya'ya tanıtılmıştır. Bir dağ kenti olan Hattuşaş yer seçimi açısından dahi kendi dönemi içerisinde Anadolu'da özgün bir başkent konumundadır. Başlangıcı 1906 yılına dayanan arkeolojik çalışmalar ile taş temelleri günümüze kadar ulaşmış olan görkemli bir kentin mimarisini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma ile Hattuşaş'taki önemli mimari yapıların başında gelen Büyük Tapınak Kompleksi'nin mekân kurgusu incelenmiş olup; Anadolu Mimarlığı üzerindeki etkileşimlerine ulaşılması amaçlanmıştır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; Büyük Tapınak bir mabet olmasının yanı sıra iş evi, arşiv odası gibi farklı işlevlere sahip mekânlar da barındıran büyük bir komplekstir. Dini tören ritüellerine uygun olarak tapınak alanlarında mahrem alanların ve kutsal bölümlerin oluşturulması, özel avlu ve girişler, depolama alanları akılcı bir tasarımın göstergesidir.Yatayda genişleyen ve işlevlerine göre bölümlere ayrılan mekân kurgusu, işlevsellik, çevreye hâkim konumu ve malzeme seçimleri ile örnek bir mimari yapıdır. Anadolu'da Hitit Mimarisinden çok daha yakın tarihli inşa edilmiş olan Selçuklu-Osmanlı külliyeleri ve Topkapı Sarayı'nın da Hitit mimarisinin plan özelliklerini gösterdiği görülmüştür. Sonuç olarak Hitit Uygarlığının mimarisi ve sanatının Anadolu'nun mimari kimliği üzerinde etkili olduğu bir kez daha ortaya konmuştur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.