Bu çalışmada gastronomi, müzik ve beyin üçlü bir paradigma olarak sunulmuştur. Spesifik olarak gastronomi ve müzik bir deneyim alanı olarak açıklanmış, genel olarak müziğin hangi faktörlerinin, ne şekilde gastronomiyle ilişkili olabileceği üzerinden bir bakış açısı amaçlanmıştır. Çalışmada gastronomi ve müziğin beyin ile ilişkileri verilmiş ve bu üç alanın sentezlenme potansiyelinin EEG beyin frekansları bantlarıyla açıklanabilirliğine dikkat çekilmiştir. Ulusal literatürde henüz bu parametreleri bağdaştıran bir çalışmaya rastlanılmadığı için bu çalışmanın kavramsal olarak öncü bir çalışma olması öngörülmekte ve geleceğin bilimsel çalışmaları için güncel bir paradigmaya yol açması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bir restoranda yemek yeme deneyiminde müziğin rolü nedir? Müzik, bireylerin bir yemekten aldıkları deneyim performansını nasıl etkileyebilir? Bireylerin dikkat ve yüksek konsantrasyonunu arttırabilecek müzikler nelerdir? Bireylerin yemek yeme deneyiminde kaygı durumları nasıl önlenebilir? Bu soruların cevapları, araştırmanın temel amaçlarını açıklamaktadır. Çünkü, bu çalışmada ortaya konulan bakış açısının gastronomi ve müzik alanlarında yaratacağı değişimler için oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak ilgili alanyazında da ifade edildiği gibi gastronomi ve müziğin beyin ile doğrudan ilişkisi, bireylerin davranışlarını anlayabilmek ve doğru bir şekilde yönlendirebilmek için önemli olabilir.
ÖZ Bilim ve teknolojinin hızla değişip dönüşmesiyle birlikte bireyin ihtiyaçları, öğrenme öğretme yöntemleri, iletişim biçimleri ve hatta bakış açıları bu hızlı dönüşüm ile aynı doğrultuda ilerlemeye ve kendisine o dönemin şartlarınca kalıcı bir yer edinmeye başlar. 2017 yılında öğretmen görüşlerine sunularak güncellenen ve nihai olarak 2018 yılı ocak ayında yayımlanan İlköğretim Müzik Dersi Öğretim programında kazanımlar, dört öğrenme alanında toplanmaktadır. Öğrenme alanlarındaki şarkı söyleme becerisi ile ilişkilendirilen kazanımlar, bu araştırmanın temel konusudur. Dolayısıyla bu araştırma yoluyla; müzik öğretmenlerinin, güncellenen "İlköğretim Müzik Dersi Öğretim Programı" temelinde müziğin önemli bir alt becerisi olan şarkı söyleme becerisine ilişkin beklentilerinin saptanması amaçlanmaktadır. Araştırmada nitel araştırma türlerinden olgubilim modeli kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacı tarafından hazırlanan, yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığı ile elde edilmiştir. Tesadüfi yöntemle seçilen ilköğretim okullarında görevli 10 müzik öğretmeninin, yüz yüze görüşme tekniğiyle elde edilen görüşleri betimsel analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Öğrencilerin şarkı söyleme becerisini geliştirmek için gerekli uygun ortamların sağlanması, dinlemenin öğrenilmesi, ritmik ve melodik denemelerle ezgiler oluşturulması, müzik ders saatinin arttırılması, ilkokulda müzik derslerine müzik öğretmenlerinin girmesi, öğretmenlerin beklentileri arasındadır.
This research aims that the recent graduate studies in the choir field examine some ways mainly the topic, the problem, and the method parameters and intended to present a perspective a point of view of the situation assessment to the researcher who will be doing new work in the choir field. In this context, the research is important in that it leads to the researcher who will work in the choir field. This study is structured using qualitative research methods and techniques. The data were obtained from YOK National Thesis Center in electronic environment. The number of theses examined in the study was determined to be 19 because 2 out of 22 theses performed between 2011-2018 were not reached and 1 of them was out of the subject. . The data obtained by the technique of document review grouped by academic degree, year, university, institute, method, topic and problem culmination parameters and it were interpreted in accordance with the problem of researching. Based on the research findings, it is observed that the postgraduate studies in the choir area of the thesis was completed in 11 different universities and 3 different institutes in Turkey between the years 2011-2018. It's concluded that the postgraduate theses examined during the research process prepared by using the methods of descriptive scanning model, pre-test-post test group method, interview, historical method, trace analysis and meta-analysis methods. Due to the practical nature of the choir field, it is recommended to increase the number of studies prepared by experimental methods.
Bu araştırmanın amacı, bedenin ve zihnin gevşemesinde önemli bir yaklaşım olan ve aynı zamanda bilinen en eski gevşeme yöntemlerinden biri olan yoganın duruş, nefes ve meditasyonu içeren uygulamalarının, ses eğitiminde öğrencilerin performansında herhangi bir fark yaratıp yaratmadığını araştırmaktır. Yöntem olarak, nicel araştırmanın önemli bir türü olan deneysel araştırma ve onun bir deseni olan, ön test-son test kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalında 2019-2020 eğitim öğretim yılında 1. sınıfta okutulan ses eğitimi dersini alan öğrencilerden seçkisiz atama yöntemi ile belirlenen 18 (9 deney-9 kontrol) öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, Ertek Babaç ve Dalkıran (2019) tarafından geliştirilen “Bireysel Ses Eğitimi Performans Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmacı tarafından yoga eğitmenliği eğitimi alınarak, deney grubunda bulunan öğrencilere 10 hafta boyunca haftada 1,5 saat olmak üzere Hatha Yoga duruş, nefes ve meditasyon pratikleri uygulatılmıştır. Yoga pratiklerine henüz başlamamış öğrencilerin ses performansı ile 10 hafta boyunca ses eğitimi dersi ile eşgüdümlü olarak ilerleyen yoga pratiği sonundaki ses performansları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı araştırılmıştır. Yoga pratiğine katılmayıp yalnızca ses eğitimi dersine devam eden kontrol grubunda bulunan öğrencilerin de 10 haftalık süreç sonundaki değişimleri ölçülmüştür. Bunun yanı sıra yoga pratiği yapan deney grubu öğrencileri ile yapmayan kontrol grubu öğrencilerinin arasında herhangi bir fark olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın sonuç bölümünde, yoganın, deney grubundaki öğrencilerin performansları üzerinde, alt problemler doğrultusunda ele alınan hedef davranışların tamamına katkısının olduğu ortaya koyulmuştur. Deney-kontrol grubu karşılaştırılmasında ise, eseri doğru artikülasyon ve diksiyon ile seslendirme ve eseri doğru notasyonla seslendirme hedef davranışları dışında kalan tüm hedef davranışlarda anlamlı bir fark bulunmuştur. Performansın bütününe bakıldığında yoganın, ses eğitiminde öğrencilerin performans becerilerinin artmasını desteklediği sonucuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.