The use of social media's recently become widespread around world. Social media, is used by individuals for various purposes, has also started to be used in political field for purposes such as making propaganda of parties, leaders, candidates in elections, making promises calling out to their voters. The increase in use of social media in the political field enables voters to easily Access candidates and parties. In study, within the scope of the concept of political communication, a comparative analysis of the Twitter accounts of political parties candidates during the 2018 presidential election process in Turkey's carried out. In context, the concept of political communication and its development are explained and then the use of social media by political parties is explained. In method part of study, the tweets of the political parties and presidential candidates of 2018 were examined. As a result of examinations, the tweets of the candidates that received the most interaction in 2018 Presidential election process were discussed and posts made during said process were examined. Within the scope of tweet content, it's been observed that candidates mostly use their accounts to criticizerival candidates, parties, to Express their promisesactions, and to inform voters about ralliesand events.
İletişim çağında özellikle merkezinde insan olgusunun yer aldığı meslek gruplarında iletişim becerileri oldukça önem kazanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, yoğun iletişime dayalı meslek pratikleri dolayısıyla iletişim becerileri değerli hale gelmektedir. İletişim becerileri konusunun ele alındığı bu araştırmanın amacı, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulunda okuyan öğrencilerin iletişim becerilerini, yaş, cinsiyet, bölüm, sınıf ve ailenin aylık geliri değişkenlerine göre tespit etmektir. Tarama modelinde betimsel bir çalışma olan bu araştırma, üç ülke ile sınırı bulunan ve bu bağlamda sağlık turizminin giderek önem kazandığı bir coğrafik konuma sahip olan bir üniversitede yapıldığı için önemlidir. Araştırmanın evrenini Iğdır Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda öğrenim gören 1200 öğrenci oluştururken, örneklemini ise tabakalı örnekleme yoluyla belirlenen 339 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin veriler Fidan Korkut (1996) tarafından geliştirilen "İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)" ve demografik özelliklerine ilişkin veriler ise araştırmacılar tarafından hazırlanan "Kişisel Bilgi Formu" ile toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS 22 istatistik programında değerlendirilmiş, verilerin analizinde; frekans, Kruskal-Wallis H (KW), Mann Whitney U (U) testleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin iletişim beceri düzeyleri ile değişkenler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.
Demokrasinin bir gereği olarak aday ya da siyasal partiler özellikle seçim kampanyalarında farklı yöntemler kullanarak seçmen kitlesini etkilemeye çalışırlar. Bu yöntemlerden birisi de yüksek bütçeler gerektiren bir tutundurma tekniği olarak siyasal reklam ve bu reklamın türlerinden biri olan negatif siyasal reklam uygulamalarıdır. Negatif siyasal reklamcılık, rakip parti ya da adayın kendisine veya savunduğu düşüncelere yönelik yapılan saldırıları içeren, rakiplerin yetersiz kaldıkları konulara dikkat çeken reklamlar olarak tanımlanmaktadır. Negatif siyasal reklam konusunun ele alındığı bu çalışmada, 1980 sonrası Türk siyasetinde ‘merkezin solu’nu temsil eden Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile -bu partinin devamı olarak görülen- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin seçim kampanyalarında kullandıkları negatif içerikli reklamların analizinin yapılması ve bu kapsamda reklamlarda öne çıkan temaların ve mesaj stratejilerinin karşılaştırmalı olarak betimlenmesi amaçlanmaktadır. Sol ideolojiden beslenen ve aynı toplumsal zemin üzerine siyaset yapan her iki partinin negatif reklam uygulamalarının özellikle neo-liberal politikaların hayata geçirildiği ve şekillendirdiği birinci dönemin (1980-2000) şartlarından nasıl etkilendiğini ortaya koyacak olması dolayısıyla önem kazanan bu çalışma kapsamında, 1987 ve 1991 genel seçimlerinde SHP’nin, 1995, 1999 ve 2002 genel seçimlerinde ise CHP’nin yaygın yazılı basın evreninde yer alan Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde yayımlanan negatif içerikli siyasal reklamlarının tamamı örnekleme dahil edilmiş ve içerik çözümlemesiyle reklamların analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, belirtilen seçim dönemlerinde CHP’nin “şeriatçı” ve “din istismarcısı” kavramlarını sıklıkla kullandığı buna karşılık SHP’nin bu kavramlara hiçbir reklamında yer vermediği görülmektedir. Ayrıca CHP’nin kullandığı reklamlarda rakip aday isimlerine yer vermediği, SHP’nin ise buna karşılık birçok reklamında rakip aday ismini kullandığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak negatif reklam temaları ve eleştirilerin yöneltildiği parti, aday ve politika (konu) unsurları, dönemin siyasal ve ekonomik şartlarına göre değişebildiği tespit edilmiştir.
Dijital mecranın yeniliklerinden toplumun her alanı etkilendiği gibi feminist faaliyetler de etkilenmiştir. Feminist hareketlerin dijitalde de konuşulabilir duruma gelmesiyle birlikte, kişiler kadın hak ve problemleri ile alakalı görüşlerini paylaşmaktadır. Kadın hareketlerine evrensel çapta bakıldığında Batı feminizmi ile ilişkilendirilse de her toplumda konuyla alakalı farklı bir anlayış ve yaklaşım oluşturulmuştur. Bu çerçevede kadın hareketleri olgusunun tanımlanması ve çizilen sınırları önem arz etmektedir. Her toplumda kadın hareketleri farklı amaç ve hedefler doğrultusunda oluşmaktadır. İran kadın hareketi, dini ve siyasi şartlar kapsamında kendi dilini ve mücadele yöntemlerini belirlemiştir. Bu çalışmada, 1906 yılından günümüze kadar olan süreçte gerçekleşen İran kadın hareketleri, siyasi atmosfer ve evrensel feminizm kapsamında kadın olgusu incelenmiş ve bunun sosyal anlamda oluşturduğu parametreleri ele alınmıştır. İran kadın hareketleri örneklerine yer verilerek kadınların protestolar sonucunda elde ettikleri haklarından bahsedilmiştir. Literatür taraması olarak ele alınan bu çalışmada İran kadın hareketlerinin yanı sıra sosyal mecrada feminizm ve kadın hareketlerine yönelik oluşturulan hashtag örneklerine de yer verilmiştir. Bu hashtaglerin içerikleri ve bunlarla ilgili örnek paylaşımlardan da bahsedilmiştir. Çalışmada sık kullanılan sosyal medya platformlarından olan “Twitter”da kadın hareketleri ile alakalı farklı yıllarda kullanılan hashtagler hakkında yapılan yorumlar ele alınmış ve bunlara dair içerik analizi yapılmıştır. İçerik analizi yöntemi, belge, video, ses, görsel vb. metinlerde bulunan sembol, düşünce, anlam ve fikir dünyalarının keşfedilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Ele alınan içerikteki temalar keşfedilmekte ve kategorilerine göre kodlamalar yapılmaktadır. Kodlamalar kavramsal şekilde ya da alt temalar içinde de ele alınabilmektedir. İçerik analizi metin içindeki anlamların keşfedilmesi için kullanılan bir analiz yöntemi olarak nitelendirilmektedir. Analiz yapılırken, paylaşılan tweetlerin içeriği ve kullanılan hashtagler inceleme kriteri olarak belirlenmiştir. Bulgular bölümünde incelenen hashtagli tweetlerden bazı örnekler sunulmuştur. Çalışma 2021 yılının Aralık ayı ile 2022 yılının Şubat ayında derlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, dijital aktivizm kavramının açıklanması ve İran’daki kadın hareketlerine bakışın incelenmesi olarak belirlenmiştir. İran’daki kadın hareketlerinin İran’ı ne şekilde etkilediği konusunda bir sonuca varılmıştır. İran kadın hareketlerinin global bakımdan geri planda kalmış olsa da ülkedeki siyasi tartışmalarla sosyal yaşamda değişiklikler oluşturabilen bir güç olabileceği sonucuna ulaşılmıştır
Toplumlar, tarihsel süreç içerisinde çeşitli dönüm noktaları yaşamaktadırlar. Bu dönüm noktaları çoğu zaman krizler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Krizler her zaman ekonomik boyutta olmamakla beraber her kriz toplumları sosyo-ekonomik boyutta etkilemektedir. Günümüzde yaşanan en büyük kriz ise COVİD-19 olmuştur. 2020 Mart ayından bu yana devam eden koronavirüs salgını tüm dünyayı etkisi altına aldığı gibi Türkiye’yi de doğrudan etkilemiştir. Bu zorlu süreçte hükümet, diğer tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de halk sağlığını kontrol altında tutmak için önlemler aldı. Türkiye'de hükümetin yanı sıra siyasi partiler de etkili kanaat önderleri olarak Pandemi sürecinde aktif rol almış ve hitap ettikleri halk kesimlerine fayda sağlamaya çalışmışlardır. Bu çalışmada Türkiye’deki siyasi partilerin bir kriz dönemi olan COVID-19 sürecinde sosyal medya ve web sitelerini kullanımları karşılaştırılmalı analiz yöntemiyle değerlendirilmiş ayrıca paylaşılan içerikler söylem analizi yöntemine tabi tutulmuştur. AKP ve MHP’nin oluşturulan stratejileri halka duyurma çabası içinde oldukları; diğer partilerin ise iktidar partisine karşı eleştirel bir tavır sergiledikleri ve vatandaşların pandemi sürecinde yaşadığı sorunları ön plana çıkardığı sonucuna varıldı.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.