This study aims to evaluate the e-learning status of physical education teacher candidates. To this end, we chose a mixed research method that combines the qualitative and quantitative data. We used "convergent parallel design" as our research design. A total of 111 teacher candidates, 65 men and 46 women, participated in the study. To determine the sample group, we chose purposive cum convenience sampling, which is one of the purposive sampling approaches. We utilized the "personal information form," as well as "Attitude Towards e-Learning Scale" which was developed by Haznedar & Baran (2012) as the quantitative data collection tool. For the collection of the qualitative data we used the interview forms. We analyzed the obtained data through SPSS 22 package program. During the analysis of the data we conducted Kolmogorov-Smirnov test to determine the normal distribution and according to the test results we used parametric statistics methods, which are descriptive statistics, t-test for two different independent variables and One Way Anova test for more than two independent variables. We used the content analysis method in the evaluation of the qualitative data. Evaluating the quantitative findings obtained through research, the study does not find any significant difference between the mean e-learning attitude scale scores of the participants and sexuality, e-learning knowledge level, time of daily using internet, purpose of using internet. Significant difference was found in the variables of age and working out of school. Reviewing of the qualitative findings in order to support the quantitative findings, we identify four sub-themes under the elearning main theme, which are "information status", "positive aspects", "negative aspects" and "necessity status." According to these themes, the findings demonstrate that most of the participants are informed about elearning. Participants frequently state freedom of time and place and practicality as the positive aspects of e-learning, while stating the absence of physical class atmosphere and not being able to receive instant feedback as the negative aspects. Additionally, the participants express the necessity of e-learning in terms of enriching the course content, teaching of theoretical lessons and adapting to the age of education and training, whilst also stating that e-learning results in inefficient social interactions, lack of practical lessons and decreasing job opportunities in the field and therefore it is not a necessity during education and training.
Günümüzde dijitalleşmenin yaygınlaşması sonucu dijital oyun bağımlılığı sorunu baş göstermiştir. Bu bağlamda araştırmada sporcuların ve e-spor oyuncularının dijital oyun bağımlılığı ve dijital oyun bağımlılığına ilişkin farkındalık düzeyinin incelenmesini amaçlamıştır. Araştırmada tarama modelinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmaya günde en az 30 dakika bir e-spor oyununu oynayan ve haftada en az 2 gün spor yapan 61 sporcu, 80 e-spor oyuncusu katılmıştır. Veri toplama aracı olarak, Akın, Usta, Başa ve Özçelik'in (2016) Türkçeye uyarladığı Oyun Bağımlılığı Ölçeği (OBÖ) ile Demir ve Cicioğlu'nun (2020) geliştirdiği Dijital Oyun Bağımlılığına İlişkin Farkındalık Ölçeği (DOBİFÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson Spearman Korelasyon, Mann-Whitney U Testi, Kruskal-Wallis Testinden yararlanılmıştır. OBÖ ve DÖBİFÖ puanları arasında negatif yönde yüksek düzeyde anlamlı ilişki saptanmıştır. Dijital oyun bağımlılığı puanının erkek e-spor oyuncularının lehine anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır. Sporcuların yaşı ile OBÖ arasında pozitif yönde orta düzeyde, DÖBİFÖ puanı arasında negatif yönde orta düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur. Zararlı alışkanlığa sahip olma durumuna göre OBÖ ve DOBİFÖ arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır. Katılımcıların günlük dijital oyun oynama süresi ile OBÖ ve DOBİFÖ puanları arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, espor oyuncularının sporculara göre yüksek düzeyde oyun bağımlılığına sahip olduğu ve oyun bağımlılığına ilişkin farkındalıklarının sporculardan daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Bu araştırma, ülkemizde yeni açılmış bir bölüm olan Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi bölümden mezun olan öğrencilerin görüşleri bakımından bölümün profilinin incelenmesini amaçlamıştır. Bu amaçla çalışma nitel araştırma yaklaşımlarından olgubilim deseniyle tasarlanmıştır. Araştırma grubu, İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi bölümünde lisans eğitimi almış olan on iki öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma grubunun belirlenmesinde amaçlı örneklem yöntemlerinden kartopu örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve elde edilen veriler içerik analiziyle değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda bu bölümde lisans eğitimi almış ve mezun olmuş öğrencilerin çoğunluğuna bakıldığında, gerekli araştırmaları yaparak istihdam amaçlı bu bölümde eğitim almayı tercih ettikleri fakat eğitime başladıktan sonra bölüm değişikliği düşündükleri ve lisans eğitimleri boyunca aldıkları derslerin kalitesiz olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların engellilere yönelik olan tutumlarının, aldıkları eğitimle birlikte pozitif yönde değişimler gösterdiği ve engelli öğrencilere ayrılan kontenjanın artırılması gerekliliği bulgusu elde edilmiştir. Bir diğer bulgu olaraksa, Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi bölümünün özel eğitim bölümlerinden farklı olduğunu ve bölüm mezunlarının özel gereksinimli bireylerin bulunduğu kurumlarda spor eğitimi amaçlı istihdam edilmeleri gerekliliği belirlenmiştir. Buna ek olarak bölümün, alana hâkim uzmanlar yetiştirilmesi, engellilere kaliteli eğitim verilebilmesi, engellilere ve yakınlarına destek olunması ve engelli sporcular için gerekli olduğu tespit edilmiştir.
Beden eğitimi öğretmenlerinin ve beden eğitimi öğretmen adaylarının öğretim modelleri algılarını tespit etmek bu araştırmanın amacı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim çerçevesinde şekillendirilmiştir. Araştırmaya, İstanbul ilinde ikamet eden toplam 178 kişi katılmıştır. Bu katılımcılardan 84 kişi beden eğitimi öğretmeni olarak çalışmakta, 94 kişi ise beden eğitimi öğretmeni olabilmek adına eğitim almaktadırlar. Katılımcıların metaforik algılarını belirlemeye yönelik araştırmacılar tarafından açık uçlu soru formu geliştirilmiştir. Katılımcılardan bu form aracılığıyla toplanan veriler, içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırma da 106’sı farklı olmak üzere toplam 178 metafor üretilmiştir. Öğretim modellerine yönelik katılımcılar tarafından üretilen kavramlar, 5 kategori altında toplanmıştır. Kategoriler incelendiğinde, ‘’destekleyici kavram olarak öğretim modelleri’’ kategorisinin beden eğitimi öğretmenleri tarafından en çok kavram üretilen kategori olduğunu, ‘’temel kavram olarak öğretim modelleri’’ kategorisinin ise beden eğitimi öğretmen adayları tarafından en çok kavram üretilen kategori olduğu görülmektedir. Üretilen kavramlar içerisinde, öğretmen katılımcılar sıklıkla ‘’pusula’’ metaforunu, öğretmen adayı katılımcılar ise sıklıkla ‘’harita’’ metaforunu tercih etmişlerdir. Metafor üretirken, katılımcı gruplarının 11 adet kavramı birebir aynı şekilde kullandıkları ve bu benzerliklerin ‘’temel kavram olarak öğretim modelleri’’ kategorinde yoğunlaştığı görülmektedir.
Lisansüstü düzeyde harmanlanmış öğrenme modelini temel alan ve öğretmen adaylarını örneklem grubu olarak tercih eden tez çalışmalarını incelemek bu araştırmanın amacıdır. Bu amaç doğrultusunda doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Ulusal Tez Merkezi ve TÜBESS (Türkiye Belge Sağlama Sistemi) sistemi üzerinden çalışmalara çevrimiçi erişim sağlanmıştır. Araştırmanın ölçütlerini karşılayan tez çalışmaları araştırmaya dahil edilmiştir. Elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda 29 adet yüksek lisans ve 31 adet doktora tezi olmak üzere toplam 60 çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmaların en fazla 2009 yılında, Eğitim Bilimleri Enstitüsü bünyesinde ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Ana Bilim Dalı altında üretildiği görülmektedir. Kadın yazarların sayıca fazla olduğu ve tez danışmanlarının unvanlarının çoğunlukla doçent doktor olduğu görülmektedir. Araştırmaların planlamasında akademik başarı ve motivasyon değişkeni, nicel araştırma desenlerinden ön test- son test kontrol gruplu deneysel desen, örnekleme yöntemlerinden olasılık temelli örnekleme, veri toplama araçlarından ölçek ile görüşme formu, elde edilen verilerin analizinde ise T-testi sıklıkla tercih ettikleri belirlenmiştir. Araştırma bulguları genel olarak harmanlanmış öğrenme lehine bulgular mevcuttur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.