Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda mücadele ettiği cepheler içinde, geleceğe yönelik en ağır ve dikkate değer gelişmeler hiç kuşkusuz Kafkas Cephesi'nde meydana gelmiştir. Savaşın başlangıcıyla birlikte Rus donanması Osmanlı Devleti'nin Karadeniz'deki limanlarını ve kıyı şehirlerini bombalamaya başlamıştır. Kafkas Cephesi'nin çökmesi ve üstünlüğün Rus ordusuna geçmesiyle denizden ve karadan Rus ordusunun kıskacına giren Doğu Karadeniz Bölgesi, 1916-18 yılları arasında çok dramatik olaylara sahne olmuştur. Bunlardan en önemlisi bölge Müslümanlarının batı illerine doğru başlatmış oldukları kitlesel göç olayıdır. Bölgede "Muhacirlik" olarak adlandırılan bu dönem halkın sosyal hafızasında derin izler bırakmış ve sözlü kültürle günümüze kadar ulaşmıştır.
American Friends of Turkey Association one of the few western originated organization tried to assist and provide support to Turkish modernization after very proclamation of the Turkish Republic. Founders of the Association were Admiral Bristol who was US High Commissioner in Istanbul and Asa K. Jennings who was field representative of YMCA in İzmir city. When Greek invasion on İzmir came to an end Jennings first engaged with evacuation of Rum migrants and later by Bristol's advice and encouragement engaged with providing support to Turkish modernization and education system. Donors who affording funds for social services and educational works in Turkey at the beginning assembled under different named organizations. Beginning with 1925 to gather donors and cooperate works under a single association, American Friends of Turkey has been established.
Osmanlı Devleti'nde 18. yüzyılın sonundan itibaren eğitim alanında yapılan yeniliklerle Cumhuriyet Dönemi'ne bir alt yapı oluşturulmuşsa da batı tarzı yeni kurumların açılması eğitimde ikiliği ortaya çıkardığı gibi mevcut kurumların ıslah edilememesi ve 20. yüzyılın başında art arda devam eden savaşlar eğitim-öğretim faaliyetlerini önemli ölçüde sekteye uğratmıştır. Cumhuriyetin ilanının ardından eğitim öğretim faaliyetlerinin çağdaş bir düzeye ulaştırılması amacıyla köklü değişiklikler yapılmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim öğretim kurumları birleştirilerek Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış, ayrıca bu kanunla mektep-medrese ikiliğine son verilerek milli kültürün geliştirilmesi ve yabancı okulların denetlenmesi amaçlanmıştır. Harf İnkılabından sonra ülkenin dört bir yanında okuma yazma seferberliği başlatılarak Millet Mektepleri kurulmuştur. Öncelikle okuma yazma öğretme amacı güden bu mektepler ilerleyen dönemlerde gündelik yaşamda faydalanılacak bilgileri de halkın hizmetine sunmuştur. Ülkenin sosyal ve kültürel yönden kalkınması ve Cumhuriyetin getirdiği yeniliklerin halka ulaştırılması amacıyla kurulan Halkevleri; tarih, edebiyat, folklor, güzel sanatlar gibi alanlarda halkın eğitilmesine büyük katkı sağlamıştır. Bunun yanında gerçekleştirilen Üniversite Reformu ile 1 Ocak 1933'te İstanbul Üniversitesi açılmış, modern bir yükseköğretim yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Cumhuriyet döneminde Öğretmen Okullarının nitelik ve nicelik olarak düzenlenmesi, Köy Enstitülerinin kurulması topluma çağdaş bireyler kazandırmak ve halkın eğitim ve kültür seviyesini yükseltmek için gerçekleştirilen faaliyetler arasındadır. Bu çalışmada, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'deki eğitim faaliyetleri, eğitime verilen önem, azınlık okulları, bu okullarda eğitim gören öğrenci sayıları, okuma-yazma oranları, halkın sosyal ve kültürel bağlamda kalkındırılması için yapılan çalışmalar Amerikan belgeleri ışığı altında değerlendirilecektir.
The death of the first Armenian Archbishop of İstanbul during the Republican era, Mesrob I Naroyan, in 1944 led to an unprecedented leadership crisis throughout the whole history of the Patriarchate of İstanbul, which was established in 1461 upon the orders of the Ottoman Sultan Mehmed II. Several international actors, including the main opposition candidate Bakhtiyarian to the locum tenens Archbishop Kevork Arslanian, were involved in the process when the latter refused to initiate the election process for the post of next Archbishop. As this period coincided with the beginnings of the Cold War, the Turkish government strove to solve the interim crisis within its boundaries, a process which started with the Prime Minister Şemsettin Günaydın in 1949 and was finalized in the first months of the Democrat Party government. Finally, in December 1950, an unexpected candidate from South America, Karekin I Khachadourian, who was born in Trabzon, was elected as the 112 th Archbishop of İstanbul. This study focuses on unfolding the events during this crisis period of almost seven years from a political history perspective with the help of American government documents and the leading Turkish papers of the time. Akademik Bakış Cilt 8 Sayı 16 Yaz 2015 42 Hikmet ÖKSÜZ This article also introduces the history of the Patriarchate of İstanbul before the Republican era with special reference to cornerstones of the Turkish-Armenian relations.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.