Öz: Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinde benlik saygısı ve algılanan sosyal desteğin kariyer karar verme öz-yeterliğini yordamadaki rolünü incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında, Uşak ili merkezinde bulunan üç farklı ortaöğretim kurumunda öğrenim görmekte olan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden toplam 417 öğrenciden (249 kız-168 erkek) oluşmaktadır. Araştırma, ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada katılımcıların kariyer karar verme özyeterliği düzeylerini belirlemek amacıyla "Kariyer Karar Verme Öz-Yeterliği Ölçeği-Kısa Form", benlik saygısı düzeylerini belirlemek amacıyla "Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği" ve algılanan sosyal destek düzeylerini belirleyebilmek için de "Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği" kullanılmıştır. Analizler, SPSS 17.0 paket programı aracılığıyla .05 ve .01 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir. Veriler korelasyon, çoklu regresyon ve bağımsız örneklemler t-testi teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularında benlik saygısı ve kariyer karar verme öz-yeterliği arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. Benzer şekilde, algılanan sosyal destek ile kariyer karar verme öz-yeterliği arasında da pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. Bulgular, ortaöğretim öğrencilerinin kariyer karar verme öz-yeterlikleri üzerinde benlik saygısı ve algılanan sosyal desteğin yordayıcı rolünü ortaya koymuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, ilgili alanyazın ışığında tartışılmış ve bazı önerilerde bulunulmuştur.
Öz: Bu çalışmada, ortaokul 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin aile ilişkileri ve mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma kapsamında, 2015-2016 eğitim öğretim yılında Uşak il merkezinde çeşitli okullarda ortaokul eğitimine devam eden % 48'i (362 kız öğrenci) kadın ve % 52'si (385 erkek öğrenci) olmak üzere toplam 747 öğrenci değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin toplanmasında, öğrencilerin aile ilişkilerine ilişkin veriler için "Çocuklar İçin Aile İlişkileri Ölçeği" ve çocukların mutluluk düzeyleri için "Okul Çocuklarının Mutluluk Envanteri" kullanılmıştır. Verilerin analiz işlemleri SPSS'in 20.0 paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Mutluluk ve aile ilişkileri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığına ilişkin korelasyon katsayılarına bakılmıştır. Ayrıca destekleyici ve engelleyici aile ilişkilerinin, mutluluğu ne derecede yordadığını belirlemek amacıyla aşamalı regresyon analizi yapılmıştır. Mevcut araştırmanın bulguları ortaokul öğrencilerinin destekleyici aile ilişkileri arttıkça mutluluk düzeylerinin de arttığını göstermektedir. Elde edilen sonuçlar ilgili literatür kapsamında değerlendirilerek önerilerde bulunulmuştur.
Özet: Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinde benlik ayrımlaşmasının, özgecilik, iç-dış kontrol odağı ve pozitif-negatif duygu düzeylerini yordamadaki rolünü incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında, Uşak Üniversitesi, Eğitim Fakültesi'nin çeşitli bölümlerinde öğrenim görmekte olan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 196'sı kız (%61,8), 121'i erkek (%38,2) olmak toplam 317 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcıların benlik ayrımlaşması düzeylerini ölçmek amacıyla -Benlik Ayrımlaşması Ölçeği‖, kontrol odağını belirlemek amacıyla -Rotter'in İç-Dış Kontrol Odağı Ölçeği, özgecilik düzeylerini ölçmek amacıyla -Özgecilik Ölçeği‖ ve pozitif ve negatif duyguyu ölçmek amacıyla -Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği‖ kullanılmıştır. Bağımsız değişkenlerin benlik ayrımlaşmasını açıklama düzeyini belirlemek amacıyla aşamalı regresyon analizi yapılmıştır. Bulgular, pozitif ve negatif duygu düzeyleri ile özgecilik kavramlarının alt boyutları ile birlikte benlik farklılaşmasını istatistiksel olarak anlamlı şekilde yordadığı görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin iç ve dış kontrol odağının şans ve kişilerarası dış kontrol alt boyutu dışında benliğe ilişkin farklılaşmada bir etkisinin olmadığını tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, alan yazın kapsamında tartışılmış ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
This study investigates the relationship between emotional intelligence and social anxiety levels of university students. The study data consisted of a total of 212 university students, 64% female (N=136) and 36% (N=76) male and data were collected from a state university in the west of Turkey. The relational model, one of the general models, was used in the research. The "Schutte Emotional Intelligence Scale" was used to determine the emotional intelligence levels of the students, and the "Social Anxiety Scale" was used to determine the social anxiety problems experienced by university students. SPSS 23.0 package program was used for the analyzes. Research findings revealed the positive effects of emotional intelligence in reducing the social anxiety levels of university students. In addition, it was concluded that emotional intelligence predicts social anxiety in university students in a statistically significant way. It was observed that the subscales of optimism, use of emotions and evaluation of emotions which constitute emotional intelligence in university students significantly predicted social anxiety together.
ÖZErgenlerin sosyal ve duygusal gelişimlerinde ailenin önemli bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bireyin çocukluğunda anne babasıyla kurduğu samimi ve gerçek hislerin karşılıklı olarak ifadesi ebeveyn duygusal erişilebilirliğini temsil etmektedir. Bireyin bilişsel ve fiziksel tüm özelliklerinin tamamıyla ilgili kendi tanımlamaları ve kişiliğine ilişkin değerlendirmeleri onların benlik kurgusunu oluşturur. Yaşam şartlarının sürekli olarak değişiklik göstermesi bireylerin de daha sağlıklı ve mutlu bir hayat için bu değişikliklere uyum sağlamasını gerektirmektedir. İnsan zihni iki farklı kavram arasında düşünce geçişleri yaparak bu kavramları aynı anda değerlendirme ve yeniden yapılandırma becerisine sahiptir ve bu beceri, bilişsel esneklik olarak adlandırılmaktadır. Bu araştırmanın amacı, ergenlerin ebeveyn duygusal erişilebilirliği, benlik kurgusu ve bilişsel esneklik düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemi, 156 kız (%52.9) ve 139 erkek (%47.1) olmak üzere toplam 295 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma, ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada katılımcıların anne babaya duygusal erişilebilirlik düzeylerini belirlemek amacıyla 'Ebeveyn Duygusal Erişilebilirliği Ölçeği', benlik kurgularını belirleyebilmek amacıyla 'Ailede Özerk-İlişkisel Benlik Ölçeği' ve bilişsel esneklik düzeylerini belirlemek amacıyla 'Bilişsel Esneklik Ölçeği (BEÖ)' kullanılmıştır. Araştırma bulguları ebeveyne duygusal erişilebilirliğin benlik kurgusu ve bilişsel esneklik üzerindeki yordayıcı rolünü ortaya koymuştur. Ebeveyne duygusal erişebilirliğin ergenlerin bilişsel esnekliğine ilişkin toplam varyansın %12'sini açıkladığı saptanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.