Sahip olduğu jeotektonik özellikleri nedeniyle, yoğun tektonik bir bölgede bulunan Türkiye'nin % 40 ı, çözünmeye uygun kayaçlardan meydana gelmiş r. Yer yer 4000 metre yüksel lere çıkan ve doğu-ba yönlü Tektonik Birlikler ve bunların örtüleri şeklinde uzanan bu kayalar üzerinde, karstlaşmayı belirleyen kökensel ve şekillendirici faktörlerin kısa mesafeler dahilinde büyük değişiklikler göstermesine bağlı olarak; morfojene k ve morfometrik özellikleri belirgin sınırlarla birbirinden ayrılan 6 karst bölgesi ve 11 karst alanı ayırt edilir. Antalya Traverten Platosu-Sakarya Ovası ve Çarşamba/Bafra Deltaları-Çukurova Ovası tara ndan köşelendirilmiş olan, kuzey-güney yönünde, Anadolu karasının Karadeniz ve Akdeniz'e doğru en fazla genişlemiş (gerilmiş) bölümü yer alır. Birbirinden farklı tektonik birlik, coğrafi bölge ve iklim özelliklerine sahip olan ve 'Orta Anadolu Platoları Kuşağı' olarak adlandırılan bu bölge; oluşum ortam ve kökenleri farklı olan ülkemizin en karakteris k platoluk alanlarından (Küre Dağları çevresi Platoları, İç Anadolu Platoları ve Taşeli Platosu) meydana gelmiş r. Türkiye kars na karakteris ğini veren, morfometrik ve morfojene k özellikleri bakımından diğer bölgelerden kesin sınırlarla ayırt edilen Orta Toroslar, Orta Anadolu ve Orta-Ba Karadeniz karst alanları, bu kuşak üzerinde yer alırlar. Çok dönemli-tek/çok kökenli gelişim özelliği gösteren ve sürekli yenilenen, iç içe geçmiş orojenik derin karst (kuyluçlar, derin ve uzun mağara sistemleri) ile derin kapalı havza kars na (dip karst) ait şekillerin (obruk ve traverten konileri ile jips topoğrafyası), yanal ve düşey doğrultuda büyük boyutlara ulaş ğı bu kuşaktaki karstlaşma; Pliyosen'den beri, sürekli yenilenerek kesin siz olarak gelişim halindedir. Oluşum ve gelişim özellikleri birbirlerine benzemeyen karst bölgelerinin, kuzey-güney yönünde yan yana gelerek oluşturdukları bu kuşağın, günümüzdeki konumunu almasında; Anadolu'nun neotektonik dönemdeki tektonik rejimi (sıkışmagerilme ve göreceli olarak blok halinde yükselme) belirleyici olmuştur.
'nda, özellikle Sivas-İmranlı arasındaki jips alanı Türkiye'nin en önemli jips karstı alanını oluşturmaktadır. Bu alandaki dolinler birçok çalışmada ele alınmış olmasına rağmen, çalışmaların hiçbirisi tüm alanı kapsamadığı için Sivas-İmranlı arasındaki dolin yoğunluğunun alansal dağılış özellikleri tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu eksiklikten dolayı, bu çalışmada söz konusu alanda gelişmiş dolinlerin alansal dağılış özellikleri CBS tabanlı yapılan haritalama çalışmaları ile ortaya konulmuştur. Çalışmada dolin dağılışlarını belirlemek için 1/25.000 ölçekli topoğrafya haritaları ve 1/3.000-1/5.000 ölçekli uydu görüntüleri kullanılmıştır. Yapılan haritalama çalışmaları sonucunda Sivas-İmranlı arasındaki 1609 km 2 'lik jips alanı içerisinde topoğrafya haritalarında 10.651 dolin, uydu görüntülerinde 42.127 dolin tespit edilmiştir. Kernel yöntemiyle hesaplanan yoğunluklara göre topoğrafya haritalarında maksimum dolin yoğunluğu 127 dolin/km 2 'ye ulaşırken, uydu görüntülerinde yoğunluk 237 dolin/km 2 'ye kadar ulaşmaktadır. Topoğrafya haritalarına göre jips alanının %47'sinde, uydu görüntülerinde ise %26'sında dolin gelişimi görülmemektedir. Dolin yoğunluk sınıfları açısından düşük ve çok düşük yoğunluktaki alanlar her iki veride de %46'lık orana sahiptir. Uydu görüntülerinde daha küçük boyutlu dolinlerin haritalanabilmesinden dolayı topoğrafya haritalarında sadece %0.7'lik bir alan kaplayan yüksek ve çok yüksek yoğunluktaki alanlar, uydu görüntülerinde %15.3'lük bir alan kaplamaktadır. Yoğunluk bölgelerinin alansal dağılışlarına göre; maksimum yoğunluklar, jipsi kuzeyde sınırlayan bindirme hattına paralel olarak doğu-batı doğrultusunda uzanan, yüksek plato karakterindeki alan üzerinde görülür. 1255 ve 2335 m arasında dağılış gösteren dolinlerin %90'dan fazlası 1300 ve 1700 m arasında yer alırlar. Yoğunluğun en fazla olduğu yükselti basamağı uydu görüntülerinde 1500 ve 1550 m arasındayken (%19.2), topoğrafya haritalarında 1600 ve 1650 m (%19.94) arasında yer alır.
Kırşehir ve çevresinin eskiçağ tarihi ve arkeolojisi ile ilgili kazı ve araştırmalar nispeten yeterli düzeydedir. Ancak bölgede bu zamana kadar gerçekleştirilen çalışmalar ağırlıklı olarak MÖ. II. bin yıl ve öncesine yönelik çalışmalardır. Kırşehir ve çevresinin MÖ. I. bin yılına yönelik çalışmalar eksik kalmıştır. Bu çalışma ile Kırşehir ve çevresinin Demir Çağı'na yönelik eksiklikler giderilmeye çalışılacak ve bölgede yer alan Demir Çağ yerleşmeleri literatüre kazandırılmış olacaktır. Ayrıca çalışma kapsamında bölgede bu döneme ait olduğu belirlenen çok sayıdaki yerleşmenin nasıl oluştuğu ve nerelerde yoğunlaştığı konusundaki sorulara cevap verilecektir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.