Amaç Kanser gibi mortalitesi yüksek hastalıklarda farkındalığı artırabilmek ve bu sayede erken tanı ve tedavi olanaklarını yakalayabilmek önemlidir. Medya da bu konuda önemli bir rol oynar. Bu çalışmada medyadaki kanser haberlerinin içeriklerini ve topluma verdikleri mesajların kanıta dayalı tıp yönünden doğruluk ve güvenilirliklerini araştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler Kesitsel tipte tanımlayıcı olarak tasarlanan bu çalışma için Kasım 2018 ile Aralık 2018 tarihleri arasındaki bir aylık dönemde en çok ziyaret edilen beş gazetenin web sayfası ile beş haber sitesindeki kanser haberleri geriye dönük olarak incelenmiştir. İncelenen haberlerden aynı içeriğe sahip olanlardan yalnızca biri seçilerek, toplam 459 tekil (bağımsız) haber çalışmaya dahil edilmiştir. Haberler, içeriklerine, kanser türlerine, haber kaynaklarına, haber ile başlık uyumuna ve kanıt düzeylerine göre değerlendirilmiştir. Verilerin tanımlayıcı istatistikleri, SPSS 21 programı kullanılarak sayı ve yüzde şeklinde ifade edilmiştir. Bulgular İncelenen toplam 459 tekil habere bakıldığında, % 26'sı magazinsel haberler, %23'ü önleme ve korunma ile ilgili öneriler ve % 15'i kanser tanısı haberlerinden oluşmaktadır. Haberlerin %48'i genel olarak kanser hastalığı hakkında yapılmış olup, %7,1'inde meme kanseri, %6,8'inde ise akciğer kanseri konu alınmıştır. Haberlerin tümünde, başlıkiçerik uyumunun % 94, literatür taraması sonucunda kanıta dayalı tıp ile uyumluluğunun ise % 45 sıklıkta olduğu belirlenmiştir. Sonuç Kanser gibi hastalıklarda erken tanı ve tedavi açısından toplumun bilinçlenmesi önem taşımaktadır. Bu konuda internet medyasının gücünün de aktif olarak kullanılması akılcı bir yaklaşımdır. Ancak bu gücü doğru kullanabilmek için haberin belli kurallar çerçevesinde ve doğru bilgi içerecek şekilde halka iletilmesi gerekmektedir.
The aim of this study was to investigate the efficacy of favipiravir (FVP) in severe . Methods: This is a retrospective study of 142 COVID-19 patients with severe pneumonia signs, who received inpatient treatment between March 15 and May 20, 2020. The patients were divided into two groups according to the use of FVP treatment; group 1 (n = 99) included patients who treated with FVP and group 2 (n = 43) who didn't receive FVP. Results: Mean age was 66.47 ± 11.89 in group 1, and 68.58 ± 14.78 in group 2. Forty patients (40.4%) in group 1 and 22 (51.2%) in group 2 were treated in the intensive care unit (P > 0.05). The proportion of eosinophil, tendency of increasing thrombocyte counts and eosinophil/neutrophil ratio in FVP group was significantly higher than non-FVP group (p < 0.05). In Group 1, patients had significantly reduced erythroid series, and elevated uric acid levels as side effects of FVP. With respect to complications during hospitalization, there was no significant difference among the groups for mechanical ventilator requirement, acute kidney injury, dialysis requirement and sepsis (P > 0.05). The mortality rates in Group 1 (n = 26 [26.3%]) were lower than those in group 2 (n = 16 [37.2%]), but it was not statistically significant. Conclusions: While the treatment of COVID-19 pneumonia options were limited during the initial stages of the pandemic, the FVP may be effective in severe cases. To confirm this effect, randomized controlled studies are needed in patients of all disease severities.
DERLEME / Review Öz Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu (YFMŞ), günümüzde en çok kullanılan ve hakkında en çok tartışılan gıda katkı maddelerinden biridir. Maliyet ucuzluğu, kullanım kolaylığı, sakkaroza göre daha lezzetli olması, tatlılık, kıvam ve renk sağlama avantajları neticesinde 1970'li yıllardan sonra gıda endüstrisinde sakkarozun en büyük rakibi olmuş, 2004 yılına kadar popülaritesi artmış bir üründür. YFMŞ'nin tüketiminin arttığı yılların, obezite prevalansında artışının yaşandığı döneme denk gelmesi, YFMŞ ve sağlık üzerine etkileriyle ilgili çalışmaların hız kazanmasına neden olmuştur. YFMŞ özellikle içeriğindeki fruktozun, glukozdan farklı metabolik yolaklar kullanarak vücutta metabolize olması ve bunun neticesinde farklı metabolik etkileri bu endişelerin ana nedenlerinden bazılarıdır. Bu derlemeyi hazırlama amacımız, geçmişten günümüze hala eleştirilen YFMŞ hakkında güncel bilgiler sunmak, özellikle sağlıklı tüketici bilincini geliştirmek amacıyla YFMŞ ve olası olumsuz etkileri hakkında tüketicileri bilgilendirmektir.
Amaç Bu çalışmada, 2017 yılında bir eğitim ve araştırma hastanesi çalışan sağlığı biriminde değerlendirilen sağlık çalışanlarının bilgi formları incelenerek, genel sağlık durumlarının, bazı sosyodemografik özelliklere göre yakınma ve kronik hastalık sıklıklarının hesaplanması, iş kazası sıklığı ve özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler Epidemiyolojik tanımlayıcı tipteki bu araştırmada, 2017 yılında, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışan sağlığı biriminde değerlendirilen sağlık personeline ait, çalışan sağlığı bilgi formları incelemeye alınmıştır. Çalışma analizine 549 kişi dâhil edilip, SPSS (20.0) paket programı kullanılarak veri tabanı oluşturulmuş ve istatistiksel anlamlılık p<0,05 kabul edilmiştir. Bulgular Katılımcıların %78,7'si kadın, yaş ortalaması 34,74 ± 8,67 SS, %71,9'u ebe ve hemşiredir. Katılımcıların %36,7'si en az bir kronik hastalık beyan etmiştir. En sık semptom %27,2'lik oranla eklem ağrısı olurken, ardından %19,6 ile sırt ağrısı gelmiştir. Ayrıca alerji (ilaç, lateks, diğer) sıklığının %23,2 olduğu ve çalışanların %7,1'inin meslek hayatları boyunca en az bir kez iş kazası geçirdiği saptanmıştır. Sonuç Sağlık çalışanlarında, hastanelerdeki artmış tehlike ve risk etmenlerinin yanı sıra yaptıkları işin de etkisiyle, özellikle kas iskelet sistemi hastalıkları, kesici-delici alet yaralanmaları, deri hastalıkları ve solunum sistemi hastalıkları sıklıkla izlenmektedir. Ancak yine de iş kazası görülme sıklığının beklenenden düşük olması nedeniyle, çalışan sağlığı bilgi formuna sağlık alanında sık görülen iş kazası tipleri eklenebilir. Katılımcıların şiddeti iş kazası olarak belirtmediği görüldüğünden, çalışanların tehdit, fiziksel, sözel vb. şiddete uğrayıp uğramadıkları sorgulanabilir. Farklı sağlık meslek gruplarında olmanın ve hastanenin farklı bölümlerinde çalışmanın, kendilerine özgü riskleri olacağından bunlara özel sorgulama formları oluşturulabilir.
Amaç Kan, geçmişten günümüze insan sağlığının ve yaşamın temel simgesi durumundadır. İnsan, kanın tek kaynağıdır. Temini için şimdilik başka bir alternatifte yoktur. Eşsiz bir tedavi aracı olarak da bilinmektedir. Bu bağlamda toplumun kan ve kan ürünleri gereksinimi ve kan bağışı konusunda neleri, ne kadar ve ne derece doğru bildiğinin tespit edilmesi bir gerekliliktir. Bu çalışmada, toplumun transfüzyon amaçlı kan verme önündeki engelleri ve bu konudaki tutum-davranışlarını belirlemek ve kan bağışı ile ilgili farkındalığı artırmak için hangi aşamalarda eksiklikler olduğunu saptamak amaçlanmıştır. (Sakarya Tıp Dergisi 2019, 9(2):237-244) Gereç ve Yöntem Kesitsel tipte tanımlayıcı araştırma olarak tasarlanan bu çalışma Nisan 2019-Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirildi. Örneklem seçimine gidilmeden 18-65 yaş arası bireylere literatürden yararlanarak hazırlanan 29 soruluk dijital anket uygulanarak toplanan veriler SPSS (ver;21) programı ile değerlendirilerek yorumlandı. Bulgular Çalışmadaki katılımcıların 231'i (%51.2) kadın, 220'si (%48.8) erkek, %80'i 18-30 yaş aralığında idi. Katılımcıların %77.7'si lisans ve üstü eğitim almıştı. %90.2'si düzenli kan bağışı yapmadıklarını, %68.5'i ise kan bağışı ile ilgili hiç bilgilendirme eğitimi almadıklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların %76'sı kan bağış aracının yaşadıkları bölgeye belirli aralıklarla gelmesini olumlu karşıladıklarını belirtmişlerdir. Sonuç Çalışmamız, katılımcıların %80'inin 18-30 yaş arasındaki gençlerden oluşması ve genç nüfusun ulaşılabilmesi kolay, gönüllü kan bağışçı kaynağı olması nedeniyle önemli bir çalışmadır. Kişilerin verdikleri cevaplar sonucunda sağlık hizmet sunucuları ve kan bağış merkezlerine düşen görev, kan bağışı konusunda farkındalığı artırmak için belirli aralıklarla bilgilendirme eğitimleri yapmak, daha fazla reklam ve kişilere hatırlatma mesajları göndermektir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.