Teknoloji ile iletişim araçlarında yaşanan değişimler insan yaşamında birçok kolaylığı beraberinde getirmekte olup, bu gelişmeler iletişim aracı olarak kullandığımız telefon teknolojisinde de ilerlemelere yardımcı olmuştur. Bu araştırmada çalışanların, akıllı telefon bağımlılık düzeylerinin, iş tatminleri üzerine etkisi incelenmiş olup, çalışanların demografik özelliklerine göre akıllı telefon bağımlılık düzeylerinin ve iş tatmin düzeylerinin değişiklik gösterip göstermediği incelenmiştir.Yöntem -Görgül bir çalışma olan araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma verileri kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılabilen Türkiye'de özel sektör ve kamu sektöründe faaliyet gösteren kurumlarda çalışan, 18 yaş üstü 483 çalışandan elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak Google form aracılığıyla oluşturulan demografik bilgi formu, iş tatmini ölçeği ve akıllı telefon bağımlılığı ölçeğinden oluşan anket kullanılmıştır. Veriler üzerinde normallik analizi, geçerlilik ve güvenirlik testleri, keşfedici faktör analizi, betimleyici istatistikler, korelasyon ve regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir.Bulgular -Analiz sonucunda çalışanların akıllı telefon bağımlılık düzeyleri ile iş tatmin düzeyleri arasında ilişkinin anlamlı, orta düzeyde ve olumlu olduğu, yüksek düzeyde akıllı telefon bağımlılık düzeyine sahip katılımcıların iş tatmin düzeylerinin yüksek olduğu, çalışanların demografik özelliklerinin her iki değişken üzerinde de etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Tartışma -Gelecekteki çalışmalar ile örnek genişletilerek ve farklı sektörlerde konunun incelenmesi, analiz sonucu elde edilen verilerin genellenebilmesi ve literatüre katkıda bulunması açısından fayda sağlayabilecektir.
Success in an ever-changing business environment requires employees not only to have knowledge and experience, but also to have the ability to predict their proactive behavior, and to have the ability to use their emotional intelligence to manage people in and around the workplace. In this study, the moderating effect of proactive personality on the relationship between emotional intelligence and burnout syndrome is investigated. Design/methodology/approach-In this concept, data obtained from 162 academic staff working for public universities in Aegean and Central Anatolia regions of Turkey are analysed. SPSS 21.0 program is utilized to analyse data accessed by snowball sampling method. Findings-The results show that there is moderate negative relationship between emotional intelligence and burnout syndrome. On the other hand, there is not found that statistically significant moderating effect of proactive personality on the relationship between emotional intelligence and burnout syndrome for the sample. Discussion-Future studies may be contributed to the literature by expanding the sample, comparing public-private universities, or examining related phenomena in different sectors.
İnsanların duygu ve düşünceleri onların davranışlarını belirleyen ve davranışlarına yön veren unsurlardandır. Çalışanların çalışmaya yönelik düşüncelerinin anlaşılabilmesi açısından önemli olan bu çalışma ile çalışanların, çalışmaya ilişkin bakış açılarını ölçmeye yönelik, kuramsal ve istatistiksel olarak uygun, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Titiz bir ölçek geliştirme prosedürünü takiben ve çok aşamalı çalışmaları (ifade havuzu oluşturulmuş, uzman görüşlerinin alınması, pilot analiz, yapı ve kapsam geçerliliklerinin sınanması vb.) uygulayan araştırmada, yeterli güvenilirlik ve geçerliliğe sahip 17 maddeden oluşan Çalışma Düşüncesi için beş faktörlü bir ölçüm ölçeği belirlenmiştir. Bu çalışmayla geliştirilen ölçeğin bireylerin kimlik, başkalarına bakma, mesleki vatandaşlık, kişisel tatmin ve hizmet boyutlarından oluşan çalışma düşüncelerinin belirlenmesi ve bu sayede bireylerin sergileyecekleri örgütsel davranışlar arasındaki ilişkilerin daha iyi anlaşılmasını temin etmek için sağlam bir temel araç niteliğinde olacağı öngörülmektedir.
In this study, we aimed to introduce the recently popular concept of quiet quitting to the organizational behavior literature. Although we have met a handful of studies on the concept, we realized that the relevant studies do not address the concept comprehensively based on any theoretical background but only one. Therefore, we conducted this study, which is still in its infancy, for further researchers to conduct it empirically within the scope of cause-and-effect relationships in the organizational behavior literature. First, we grounded the term on Social Exchange Theory, Conservation of Resources Theory, and Theory of Generations. Second, we briefly defined the term. Third, we discussed possible antecedents, expected outcomes, issues having bi-directional effects, and the ways how to deal with these issues in organizations. Finally, we proposed a conceptual model including all possible cause-and-effect hypotheses.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.