Bu çalışmanın amacı; cam tavan sendromunu ortaya çıkaran faktörleri tespit etmek ve cam tavanı aşma stratejilerine ilişkin insan kaynakları yöneticilerinin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmada, nitel araştırma tasarımı çerçevesinde olgu bilim (fenomenoloji) yaklaşımı benimsenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre cam tavanın daha çok kişinin kendisinden kaynaklı bir engel olduğu, toplumsal faktörlerin etkisi olsa dahi en büyük etmenin bireysel faktörler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca görüşme yapılan insan kaynakları yöneticilerinin çoğunluğu cam tavanın sadece kadın çalışanlara özgü olmadığını tüm çalışanların karşılaştığı bir kariyer engeli olduğunu dile getirmiştir. Cam tavanı aşmada en önemli strateji ise bireysel anlamda kişisel gelişim, örgütsel anlamda çalışanlara eşit iş ve eğitim imkanı verilmesi olarak tespit edilmiştir.
Döngüsel ekonomi, çevresel etkileri azaltan ve ürünlerin etkin bir şekilde geri dönüştürülmesini sağlayan bir sürdürülebilirlik modelidir. Bu bakımdan giyim sektörü, döngüsel ekonomi sisteminde en yüksek çevresel etkiyi bünyesinde barındıran sektörlerden biridir. Bu çalışmada, SWARA ve BWM yöntemleriyle giyim sektöründe döngüsel ekonominin yürütücüleri ve güçlükleri analiz edilmiştir. Sonuçlar, SWARA ve BWM metotlarının oldukça benzer olduğunu ve karar vericiler tarafından kullanılabileceğini göstermektedir. Her iki yöntemde de döngüsel ekonominin en önemli yürütücüsü olarak "kaynakların korunmasından elde edilen maliyet tasarrufu", güçlüğü olarak ise "eğitim ve bilgi eksikliği" yer almıştır. Türkiye'de giyim sektöründe döngüsel ekonomi yaklaşımının kurumsallaşması açısından farkındalık ve meşruiyet eksikliğini gösteren bu çalışma, diğer gelişmekte olan ve geçiş ekonomilerinin vizyonlarını ve işleyişlerini iyileştirmelerinde faydalı olacağı düşünülmektedir.
Teknoloji kullanımının iş yerlerinde yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan sanal kaytarma, çalışanların iş yerinde fayda sağlama ya da zarar vermeye yönelik iş dışı amaçlarla teknolojik araçlarla internet kullanımını ifade etmektedir. Örgütsel vatandaşlık davranışı ise, çalışanların biçimsel rollerinin ötesine geçerek organizasyona yarar sağlayacak şekilde fazladan çaba göstermelerini ifade etmektedir. Bu bağlamda, üniversite çalışanlarının verimliliğinin ve performansının tartışmasız önemi nedeniyle akademik ve idari personelin hangi sanal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık davranışlarını sergilediği ve hangi davranışların nasıl farklılaştığını incelemek araştırmanın amacı dâhilindedir. Çalışmada, üniversite örneklemi üzerinde sanal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık davranışları alt boyutları demografik özellikler bağlamında analiz edilerek, farklılaşan değişkenlerin nedenleri tartışılmıştır. Üniversitelerin ülkelerin kalkınmasına ve nitelikli öğrencilerin yetişmesine katkı sağladıkları gerçeğiyle bu çalışmada, üniversitelerin daha verimli olmasına, çalışan bireyler arası, birey ve organizasyonlar arası ilişkinin olumlu olmasına, kaynakların daha etkin kullanılmasına olası katkı sağlayabilmesinin önemi tartışılmıştır. Ayrıca akademik ve idari personellerinin sanal kaytarma davranışı hakkında bilinçlenmesine ve örgütsel vatandaşlık davranışının üniversiteler için önemine değinilmiştir.
İtibar kavramı subjektif bir yapı olmasının beraberinde, algılama yoluyla birey ve firmalara atfettiğimiz değeri içeren ve karar verme mekanizmamızda gömülü olarak yer alan olgudur. Değer atfının öncülü olan tutumlar, davranışlar, inançlar, kültür gibi öğelerin de izlerini taşıyan itibar kavramı, çeşitli disiplinlerce inceleme konusu olmuştur. Liderler veya yöneticiler kişisel itibarlarını kurumları ile bağdaştırmış ya da bağdaştıramamış ve sonucunda paydaşları ile olan ilişkisel ağlarının yapılarını olumlu ya da olumsuz etkilemişlerdir. Bu yönden, kişi itibarının kurum itibarını etkileme durumu tüm değişkenleri ile araştırmalara konu olmaktadır. Faaliyetlerinde kurumsal itibarlarından hareket eden firmalar, kurumsal itibarın öncülleri ve sonuçlarının neler olduğunu ortaya çıkarmayı istemektedir. Kurumsal itibarı oluşturan öncülleri ve kurumsal itibarın yol açtığı birtakım sonuçların araştırılması ve ilgili değişkenlerin iyi yönetilmesi sonucunda firmaların rekabet avantajı sağlayacakları beklenmektedir. Bu çalışmada, tepe yöneticilerinin itibarının kurumsal itibarın bir öncülü olduğu varsayımından hareket ederek, ilgili kavramların ve teorik çerçevenin değerlendirilmesi gerekliliği tartışılmıştır. Bununla birlikte, tepe yöneticisinin itibarının kişisel ve örgüt düzeylerinde farklılaşabildiği; ancak kurumsal itibar çalışmalarında yöneticinin itibarının, kurumsal çerçeve bağlamında incelenmesi gerekliliği vurgulanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.