Despite being bio-epidemiological phenomena, the causes and effects of pandemics are culturally influenced in ways that go beyond national boundaries. However, they are often studied in isolated pockets, and this fact makes it difficult to parse the unique influence of specific cultural psychologies. To help fill in this gap, the present study applies existing cultural theories via linear mixed modeling to test the influence of unique cultural factors in a multi-national sample (that moves beyond Western nations) on the effects of age, biological sex, and political beliefs on pandemic outcomes that include adverse financial impacts, adverse resource impacts, adverse psychological impacts, and the health impacts of COVID. Our study spanned 19 nations (participant N = 14,133) and involved translations into 9 languages. Linear mixed models revealed similarities across cultures, with both young persons and women reporting worse outcomes from COVID across the multi-national sample. However, these effects were generally qualified by culture-specific variance, and overall more evidence emerged for effects unique to each culture than effects similar across cultures. Follow-up analyses suggested this cultural variability was consistent with models of pre-existing inequalities and socioecological stressors exacerbating the effects of the pandemic. Collectively, this evidence highlights the importance of developing culturally flexible models for understanding the cross-cultural nature of pandemic psychology beyond typical WEIRD approaches.
ÖzetGünümüz iş dünyasında, küreselleşme ile birlikte, sürekli olarak teknolojik değişim ve gelişimlerin yaşanması ve nüfus oranlarının gitgide artması gibi çeşitli faktörler, işgücü piyasası açısından birtakım değişimlere sebep olmaktadır. Şu anki işinin gerektirdiğinden daha nitelikli olduğunu düşünen birey, ya işsiz kalmakta ya da işsiz kalma korkusu, ekonomik veya ailevi nedenler gibi çeşitli unsurlardan dolayı kendi eğitimi, iş tecrübesi ve becerisinden düşük bir işte çalışmayı kabul etmektedir. Böyle bir durumda ise, yapılan araştırmalar, çalışanların işten ayrılma niyetlerinin yüksek, örgüte bağlılık düzeylerinin ise düşük olduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu konuda Türkiye'de çok az sayıda araştırma yapıldığı göze çarpmaktadır. Bu çerçevede, algılanan fazla niteliklilik konusunda yapılan kapsamlı bir literatür taraması ile; bu konunun kapsamı, türleri, bireysel ve örgütsel sonuçlarının literatür kapsamında ortaya konulması ve Türkiye'de ki işgücünün istihdam durumunun incelenmesi amaçlanmaktadır.
ÖzKüresel piyasalarda istihdam edilen çalışanların büyük bir bölümü kendini fazla nitelikli olarak görmektedir. Fazla nitelikli çalışanların organizasyonlardaki tutum ve davranışları her ne kadar dünya çapında yaygın olarak araştırılsa da bu konuda yurt içinde yapılan araştırmaların sayısı sınırlıdır. Bu araştırmanın temel amacı algılanan fazla niteliklilik ile işe adanmışlık ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Bu kapsamda ana kütle kısıtları çerçevesinde örneklem olarak ulaşılan 67 çalışandan veriler elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, algılanan fazla niteliklilik ile işten ayrılma niyeti arasında pozitif bir ilişki bulunmasına rağmen işe adanmışlık ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.Anahtar Kelimeler: Fazla Niteliklilik, İşten Ayrılma Niyeti, İşe Adanmışlık. AbstractThe most of individuals employed in global markets see themselves as overqualified. Although attitudes and behaviors of overqualified employees in organizations are extensively searched around the world, the number of research conducted in the country is limited. The main purpose of this research is to reveal the relationship between perceived overqualifications and work engagement and turnover intention. In this context, data were obtained from 67 employees that were sampled in the context of the population constraints. The results showed that there was no statistically significant relationship between work engagement and perceived overqualification, although there was a positive relationship between perceived overqualification and turnover intention.
Makro düzeyde her ulusun kültüründen kaynaklanan kendisine özgü ahlak kuralları olması gibi mikro düzeyde de her işletmenin kendi kurumsal geçmişi ve kültüründen kaynaklanan ahlaki değerleri ve standartları olabilmektedir. Bununla birlikte bu ahlaki standartların oluşmasında çeşitli taraflar rol alabilmektedir. Bu çalışma, örgütlerdeki ahlaki standartları etkileyen ve literatür taraması sonucunda elde edilmiş faktörlerin Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemi ile önem sırasına göre hiyerarşik olarak sıralanması amacıyla yapılmıştır. Çalışma neticesinde göreli olarak önemli çıkan faktörler; ana kriter bazında toplumsal faktörler olurken; küresel ağırlıklara göre nihai sıralamada önemli olanlar sırasıyla toplumsal değerler; kişisel değerler medyanın talebi ve beklentileri olmuştur. Bulgular üzerinde yapılacak çalışmalarla, örgütlerdeki önemli değerlerin başında gelen iş ahlakında belirli bir standarda ulaşma ve bu standardı koruma amaçlanmaktadır.
Fazla niteliklilik üzerine yapılan araştırmalar, son yirmi yılda büyüyen bir ilgi alanı haline gelmiştir. Buna rağmen, fazla nitelikliliğin yapısı ve gelişimi hakkındaki bilgi birikimi sınırlıdır. Bu araştırmanın temel amacı, algılanan fazla niteliklilik araştırmalarının evrimini belirlemek için bibliyometrik analiz yöntemlerinden konu haritalama (ortak anahtar kelime analizi) ve yazar düzeyinde ortak atıf analizi ile alandaki en önemli konuların bilimsel haritalar aracılığıyla görselleştirilmesini sağlamaktır. Algılanan fazla niteliklilik araştırmalarının entelektüel yapısını belirlemek için Web of Science veri tabanında taranan ve başlığında “algılanan fazla niteliklilik” kelimesi yer alan İngilizce dilinde 56 yayın VOSviewer ile analiz edilmiştir. İlk olarak, betimsel analiz yöntemi ile, konu ile ilgili en önemli yayınlar, en üretken dergiler, en etkili yazarlar ve yayınların ülkelere göre dağılımı özetlenmiştir. Ardından, bibliyometrik analiz yöntemi ile, algılanan fazla niteliklilik araştırmalarındaki en belirgin temalar ve ortak atıf sıklığına göre yazarlar arasındaki etkileşimler tespit edilmiştir. Mevcut araştırmanın sonuçlarına göre; algılanan fazla niteliklilik, fazla niteliklilik, iş tatmini, göreli yoksunluk, iş becerikliliği, işten ayrılma niyeti, nicel, kişi-iş uyumu ve performans, en yaygın kullanılan anahtar kelimelerdir. Ortak atıf (yazar düzeyinde) analizinde iki küme ortaya çıkmış olup, en çok alıntılanan yazarlar; Erdogan, B. ve Maynard, D.C.’dir. Bu çalışmanın bulguları, araştırmacıların, ana temaları açıkça anlamalarına ve konu ile ilgili olası boşlukları belirlemelerine katkıda bulunacaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.